Bilal Esen
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit

Tehlike Geliyorum Diyor!

A- A+ Paylaş
Reklam

Suriye lideri Besar Esad’ın Ülkesini terk ederek kaçması gözden kaçan bazı gerçeklerin gün önüne çıkmasında yararlı olmuştur. 
Yaptığımız araştırmalara göre dikta ile idare edilen ülkelerden bir kısmının geçmişini, idare tarzlarını yaptıkları vurgunlarla servetlerinin boyutlarını şöyle bir gözden geçirme gereksinimi duyduk. 
Netice de ise öğrendiklerimiz veya gözden kaçanlara tanık olmamızla hayrete düşmemek imkânsız oldu!
Bu tek adamlık idare yani dikta, “her başkanın yapmamış olması halinde bile” bazı idarecilerin sistemleri açısından soygun ve vurgun düzenidir.
Netice olarak en son lider Besar Esad’ın Suriye’nin tek adamlık sistemi ile elde ettiği servetine göz atalım.
Esad’ın şimdilik ortaya çıkan nakit parası,120 Milyar dolar, artı yüzlerce gayrimenkulleri, Fabrikaları, Maden ocakları gibi birçok taşınmazları olduğudur.
Buna benze birkaç ülkeyi daha anlatayım burada.
Irak lideri Saddam Hüseyin’in 40 Milyar doları çıkmış.
En insaflı ve Türkiye yandaşı olan Muhammet Kaddafi ülkesine ve halkına yaptığı yardımlara ve ülke yatırımlarına rağmen 160 Milyar Doları çıkmış ama Libya çok zengin bir ülke olduğu için bu serveti halkının üzerinden yapmadığı gibi halka çok yardımcı olmuştur.
Mısır Lideri Hüsnü Mübarek’in 167 Milyar doları çıkmış.
Sudan başkanı Ömer Elbeşire 20 Milyar dolarıyla 5 büyük iş adamlarıyla birlikte ortaklığı açığa çıkmış.
Tarsus lideri Zeynel Abidin Binali’nin ise yine 5 iş adamlarıyla ortak vurgunları, 15 Milyar dolar nakit ile çeşitli ülkelerde binlerce gayrimenkulleri ile iş yerleri, fabrikalar ve ayrıca Eşinin de büyük miktarda nakit/i ve çeşitli mülkleri çıkmış. 
Yemen Lideri Ali Abdullah Salih beyinde 32 Milyar doları çıkmış.
Malezya, Necip Razzak, 275 milyon doları ile 567 adet çanta 72 adet bavulları ve birçok mücevherleri çıkmıştır.
Bunların hepsi dikta ve dini kullanan idarecilerdi. 
Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi elbette her dikta idarede cana kıymak halkına aşırı baskı ile zulüm yapmak yoktur elbette ama yine de halktan kopuklukları maddi ve manevi özlemleri olan, hak ve hukuka gerekli saygı göstermeyen idareciler olduğu gerçeği var dünya üzerinde.

Gelelim bu günlerimize ve çok yakınlaşan yarınlarımıza.
Kısaca anlatmamız gerekirse Suriye’nin el değiştirmesiyle topraklarına İsrail’in el koyması, birçok bölgeyi işgal etmesi bu bölge üzerinde oynanan BOP projesinin bir hayli yol almış olmasıdır.
ABD ve İngiltere ile yandaş bazı ülkelerin iş birliğiyle girişilen bu işgal ve paylaşımlar sözünü ettiğimiz ülkelerin yanı sıra Besar Esad’ın da bu anlaşmalar gereği projeden (İşgalden) haberdar olduğu, tamamen ortaya çıkmıştır. 
Bu tarihe kadar BOP projesinin gecikmesinin nedeni Rusya idi ama Rusya’yı da bilinçli veya anlaşmalı olarak Ukrayna savaşına sokarak Suriye’ye yardım edemeyecek konuma getirip sonra anlaşma yaparak, yine İsrail’i bilinçli olarak bombalatmaları neticesinde İsrail’in Orta doğuya tamamen hâkim olma yolu açılmıştır.
Hiçbir ülke İsrail’e karşı çıkamıyor ve bu caniler birçok Müslüman ülkeleri vurmuş çoluk çocuk kadınmış demeden katlederek topraklarına el koymuştur. 
Şimdi de artık Suriye topraklarına girmeye başladığı halde kimseden bir ses çıkmaması, karşı konulmaması bizim ülkemiz için de büyük bir tehlike arz etmeye başlaması anlamıdır. Cumhur başkanımızın “İsrail bizi de bombalayabilir” dediği gibi. Bu söz boşa atılmamalıdır.!

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Bilal Esen yazıları

Manşet Haberler

Çok okunanlar
sanalbasin.com üyesidir