Bilal Esen
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit

Erdemli ve Aydın Olabilmek!

A- A+ Paylaş
Reklam

Toplumda Allah’ın kuranda emrettiği gerçek insan olabilmenin haritasına baktığımızda ne kadar kişi vardır, bunları nasıl hangi kurallarda ve yaşam tarzından anlamamız gerekir.! 
Bir insanın özünü, karakterini, ruh inceliğini, gündelik hayatın içinde saklı, sıradan görünen ama aslında çok şeyi ele veren davranış ve tavırlardan tanıyabiliriz.
Bu kadim ve çok boyutlu insanı   okuma şeklini bilmek çok önemli.
Bugün okurlarımla, adeta bir hayat tecrübesinin ve bilgece bir gözlemin damıtılmış halini paylaşacağım. 
İnsan en çok kimsenin kendisini izlemediğini sandığı anlarda, baskı altındayken veya küçük, önemsiz görünen detaylarda kendini ele verir.
Bir insanı tanımanın, onun en mahrem ve en sıradan anlarındaki davranışlarında gizli olduğunu bilmek önemli.
Bir insanın özünü, karakterini, ruh inceliğini, gündelik hayatın içinde saklı, sıradan görünen ama aslında çok şeyi ele veren davranış ve tavırlarından tanınmasına rağmen onu bir kalıba sığdırmak değil, farklı durumlarda sergilediği davranışların ardındaki karakteri, ruhu ve değerler dünyasının anlam taşıdığı bilinmelidir.
Günlük yaşamımız içerisinde insanların yapılarını da iyi gözlemleyip bilmemiz gereklidir.
Mesela; kişinin yapısını karakterini, huyunu, nereden bilirsin, nasıl anlarsın: 
Bir insanı tanımak onu iyi anlamak için, uzun cümlelere değil, küçük anlara bakmamız yeter.
Örneğin bir insanı toplum ve hayat tavrından, Gülüşünde ki samimiyetinden, içtenliğinden, görünümünden anlar ve tanırsın.
Hayata bakış açısından, beklentilerinden, hayallerinden, 
Ülkesine, toplumuna, doğaya karşı sorumluluk hissinden anlarsın. 
Bir kavga söz konusu olduğunda tepkisinden, dinlemesinden ve Kendini anlatmasındaki tavrından anlarsın. 
Takdir ve eleştiri karşısındaki dengesinden, övgü aldığında gösterişli bir mütevazılık mı yoksa gerçek bir alçakgönüllülük mü sergilediğinden; eleştirildiğinde savunmaya nasıl geçip geçmediğinden anlarsın.
Adalete olan inancından, haksızlığa uğrayan kendisi değil de bir başkası olduğunda gösterdiği tepkiden veya sessizliğinden, güçlünün yanında mı yoksa haklının yanında mı durduğundan anlarsın.
Dinlediği şarkılardan, seyrettiklerinden okuduğu kitaplardan, anlarsın.
Ümit tüccarlığı yapıp yapmadığından, başkalarının emeğine saygısından anlarsın.
Katıldığı topluluklardan, yaptığı faaliyetlerden, kuyrukta beklerken gösterdiği halinden Kendi hatasını fark edebilme yeteneğinden anlarsın. 
Meylettiği, sevdiği, ilgi duyduğu şeylerden, verdiği veya vermediği halinden den anlarsın.
Zamanını nasıl geçirdiği ve harcadığından anlarsın.
Trafikteki halinde sadece sıkıştırıldığında değil, aynı zamanda bir yayaya yol verdiğindeki içtenliğinden, acelesi varsa bile korna yerine sabrı seçmesinden anlarsın. 
Yanıldığında geri adım atışından, hakikati arayışından, yeni bir bilgiyle karşılaştığında verdiği tepkiden anlarsın.
Stres, öfke veya hayal kırıklığı anlarında kontrolünü kaybedip kaybetmediğinden, ne tür bir dil kullandığından, Konuşmalarından, kurduğu cümlelerden anlarsın. 
Ortak kullanım alanlarında verdiği özeninden, apartmanın asansörünü temiz bırakmasından, piknik yaptığı yeri çöplerden arındırmasından, toplu taşımada başkalarını rahatsız etmemesinden anlarsın.
Mutfak, banyo, ofis gibi ortak alanları kullandıktan sonra nasıl bıraktığından anlarsın. 
İnanmadığı bir fikre karşı verdiği tepkisinden anlarsın.
Bu gözlemler, bize sadece başkalarını değil, aynı zamanda kendimizi de tanımak için bir ayna tutar. 
Başkalarını bu kadar derinlemesine süzerken, aynı süzgeçten kendimizi de geçirebilmek, bilgeliğe atılan en büyük adımdır.
Örneğin bir otoriteyle ilişkisinde patron, müdür, amir gibi güç sahibi biriyle konuşurken hitap şeklini ve vücut dilini değiştirmemelidir.  
Kendisinden daha bilgili, daha deneyimli veya daha yetenekli birini görüp takdir edebilmelidir ve ondan bir şeyler öğrenmeye açık olmalıdır.  
Sahip olduğun gücü ve yetkiyi insanları ezip küçültmek, kendini yüceltmek için değil de onlara hizmet etmek, yardımcı olmak için kullanmalıdır.       
Küçük bir yetki veya makam elde ettiğinde, o gücü adaletten yana kullanıp, zulümden uzak kalmalıdır. 
Kendinden altta gördüğü mesela bir garsona, çöpçüye, ya da hizmetliye bakışı takındığı tavrı insancıl ve erdemli olmalıdır.
Netice olarak olması gerekenleri başkalarından beklerken saydığımız bu hal, tavır ve gereklilikleri insan önce kendisi kabullenmelidir.
Allah’ın gösterdiği yola girildiğinde, doğruluğa güzelliğe ve erdemliğe eriştiğinde, “ben Allah’ın gösterdiği yolundan gidiyorum” diyebilmelidir!
 

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Bilal Esen yazıları

Manşet Haberler

Çok okunanlar
sanalbasin.com üyesidir