Din ve İman!

Din ve İman!
Dini sorunlarımızın başında gelen -- bazı kişilerin dinci geçinerek Allah'a inanıyor gibi görünmeye çalışıp dini istismar edenlere menfaat ve servet ile mevki sahibi olma çabalarında olan her türlü tarikatlara ve kuruluşlara taviz verilmesidir!
Allah’ın yasak ettiği- bunu Kur'an-ı Kerim'de de beyan ettiği tarikatçılık yasağını görmezden gelmek en büyük günaha girmek ve vebal altında kalmayı kabullenmektir.

Bu tür istismarcıları gerçek inançlı kişilerimizle aynı kafeye koymakta en büyük günah ve inançsızlıktır!
Müminler ise Allah'a tereddütsüz ve Allah'ın razı olduğu bir imanla inanır ve tüm varlıklarıyla güvenirler.
Allah’a sığınmak en büyük bir güven duygusu olduğu için ona karşı yapmamız gereken dualarımızı da anlatmamız gerekir!
Bu yakarışlarımızdan örnek vermemiz gerekirse şu şekilde olması çok yararlıdır.

“Ey Allah’ım iyi ki varsın, varlığına, adaletine, rahmetine, sevgine, şefkatine, merhametine, ikramına, lütfuna, sana olan güvene, o kadar çok ihtiyacımız var ki buna anlatmaya kelimelerin kifayet etmeyeceği için manevi inançla ve ruhen anlatmak inancımı ve imanımı tasdik etmek istiyorum.”

Her istek ve zaruriyetimizi senden isteyerek sana el açmalıyız.
Az, çok, küçük, büyük, gizli, açık her ne isteyeceksek Allah’tan istemeliyiz.
O sonsuz ikram sahibimiz hak eden kullarına cömert bir şekilde hesapsız lütfeder.
Bunu bizler sayamayız bile, yeter ki istemeyi bilelim.
Adabınca, sabırla, hak hukuk adaletle, dürüstlük ve namusunuz la namazla, dua ve ümitle isteyelim.
Ve unutmayalım ki üzerimizdeki nimetleri ikrar eder, yeter ki sen şükretmeyi bilerek şükredersen o sana hiç ummadığın, beklemediğin yerlerden cömertçe, hesapsızca lütfeder, ikram ederek verir.

Bu ara unutmayalım ki Yapayalnız kaldığımızda yanımızda sadece Rabbimiz vardır.
Hüznünü, yalnızlığını, gözyaşlarını bir o biliyordur.
Ve bize sadece bir o yardım edebilir ve ediyordur. 
Sen de o'nu sakın bir an bile unutma. 
Çünkü O, her zaman, her halinde, hep senin yanında.

Huzur bulmak için ise, kalbinizin her atışında – “Lâ İlahe İllallah Muhammeden Resulullah” (Allah'tan başka tanrı yoktur ve Hz. Muhammed (S.A.V) onun elçisidir, diyerek içselliğimizi zikrimizle göklere gönderdiğimizde sinyal bizi her an Yaratanımızla irtibatlandıracaktır.
İster inanın ister inanmayın ama ben o huzuru her daim güvenle yaşıyorum.
Şunları asla unutmadan ruhen zikretmeliyiz.
Rabbim, senin razı olmadığın bir hayatı nasıl yaşarım ben.
Sana karşı, o kadar mahcubum ki, dua etmeye dahi utanıyorum. 
Ama sen o kadar büyüksün ki, ümitlendirir ve her ümidi tek gerçekleştirensin.
Rabbime sonsuz şükürler olsun ki bizlere kendisine yönelebilmeyi Dua edebilmeyi Halimize şükredebilmeyi nasip etti.
Yoksa ki bizler bedbaht ve yok olurduk.
Bizlerin yapması gerekenlerin yanında unutmamamız gereken birkaç yanlışlarımızı da dile getirmeden yapamayacağım. 
Örneğin; Rabbimiz zinayı yasak etmiş ve kuranımda bu açıkça beyan etmiştir ama biz yıllar öncesinden bu yasağı kaldırdık. 
Ayrıca nüfus cüzdanlarımızda yazan İslam kelimesini kaldırdık, yine Allah’ın yenmesini yasak ettiği Domuz eti ile ve at eşek etlerinin yenmesini de serbest ettik! 
Yine dinimiz gerekliğinde buna benzer birçok hatalarımız olmaktadır. Dilerim rabbim bizleri affı mağfiret eyler.