Bilal Esen
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit

Edep ve Ahlak Kalmadı!

A- A+ Paylaş
Reklam

Son zamanlarda giderek yaygınlaşan ve "özgürlük" adı altında meşrulaştırılmaya çalışılan “aşırı açık, cinsel organ” teşhirli olan bu giyim tarzı, toplumun büyük bir kesimini rahatsız eden ciddi bir ahlaki erozyon ve görsel kirlilik sorununa dönüşmüş durumdadır.
Sokaklarda, caddelerde gezen, dolaşan bayanlarımızın vücutlarını sergiler gibi giyim tarzı ile teşhircilik yapmaları çıplaklık modernlik veya çağdaşlık değil, düpedüz utanmazlık ve sapıklıktır.
Toplumun ahlaki dokusuna yönelik endişe ve kamusal alanda müstehcenlik edep ve haysiyet olarak kabul edilebilir bir şey değil.
Cinsel organ teşhiri ile ne kazanacağını ne yapmak istediğini, nasıl bir yargıyla karşılaşacağını düşünmeyen, kendisinde ki bu utanılmaz özveri ile çevresinde kişilere göre tahriş veya utanç sembolü olduğunu hiç mi bilmiyor, hiç mi düşünmüyorlar. 
Genç kızlarımızın bu yaşlarında bu teşhircilikle varmak istedikleri yer neresi acaba!
Yatak odasının mahremiyetine ait olması gereken ne varsa, şimdi sokakların hoyratlığında sergileniyor olmasını kızlarımızın Anne ve Babaları da görmüyorlar mı evlatlarının düştükleri bu durumları!
Bu, Adına "modernlik" ya da "çağdaşlık" denen Çıplaklıkla utanma duygusunun yitirilmesi sadece çıplaklık değil, bir ahlak ve estetik krizidir.

Günden güne artan bu durum "kişisel tercih" meselesi olmaktan çıkıp, toplumun genel ahlak ve haya duygusunu hiçe sayan, adeta bir kamu tacizi boyutuna ulaşmaktadır.
Çok yakın bir zamanda edep, haya, utanma, arlanma kaybolarak değerlerimiz yerle bir olacaktır.
Bu bir özgürlük değil, ağır bir tahriktir, bu bir stil değil, karakterin yerini bedenin alması anlamıdır.
Millet mecbur mu sizin bedeninizi, sokak ortasında teşhir ettiğiniz şişirilmiş göğüslerinizi, karınlarınızı, edep yerlerinizi görmeye?
Bu halinizle nereye varmaya çalışıyorsunuz, bu neyin mücadelesi?
Asalet, ahlak, nezaket, temizlik, zarafet, estetik, Utanma, arlanma, edep, haya bunların hiç birisi yok mu sizde!
Bunların hangisinden haberiniz var?
Toplumun değerleriyle, gelenekleriyle, insanlığın en temel erdemleriyle bu kadar mı bağınızı kopardınız?
Bizler ve arkanızdan konuşan halkımız sizlerin özgürlüğünüze giyim kuşamınıza saygısızlık etmek istenmiyor. Elbette giyim kuşam özgürlüğümüz olmalıdır ölçülü bir vazıyette. Bu çağda hiç kimse istemez sizlerin kapalı türbanlarla insani haklardan uzak şekilde dolaşmanızı 
Bu sorumsuzca giyim kuşamdan dolayı sadece rahatsız edildiklerinden şikâyetçi oluyorlar halkımız, hepsi o kadar.!
Halkımızın sorduğu ise “nereye gidiyoruz”? 
Bu gidişatın arkasında kimler var, hangi sistem var, kadın cinayetlerinin artmasıyla bir bağlantısı, bir uzantısı var mı diye konuşmaktadırlar!

Devletin sorumluluğuna gelirsek; Sosyal bir hukuk devleti, sadece bireysel özgürlükleri değil, aynı zamanda toplumun genel ahlakını ve kamu düzenini de korumakla yükümlüdür. 
Bu, inançlar bağımsız, evrensel bir hukuk kuralıdır. 
Sokakların, her türlü müstehcenliğin sergilendiği bir podyuma dönüşmesine göz yummak, devletin en temel vazifelerinden olan kamu düzenini sağlama işlevinin ihmalidir.
Son söz olarak vurgulamam gereken sözüm ise “Çıplaklık özgürlük değildir, teşhircilik onur değildir. Aksine insanı küçülten, değersizleştiren, basitleştiren bir bataklıktır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Bilal Esen yazıları

Manşet Haberler

Çok okunanlar
sanalbasin.com üyesidir