ADALET

Adalet dediğimiz zaman aklımıza gelen ilk yaptırım gelecek neslimize bırakacağımız en büyük ve önemli mirasımız olarak Adaleti benimsetmek olmalıdır.  
Adalet dediğimiz zaman bunu sadece sözle değil uygulamalarla yansıtmak ve yaşatmak olduğunu kabullenmektir. 
Adaleti nasıl, kimlere, nerelerde uygulamamız gerektiğini bilerek yaşamımıza katmalıyız ki örnek ve adil bir ülke insanları olabilelim.!
Adalete saygı duyarak ve benimseyerek yaşatan her ülkede, milletin yeniden doğuşuyla ayağa kalkmasının hamleleri yapılmış olacaktır.
Halk olarak yaşantılarımızı adil olarak genç neslimize de örnek bir şekilde sürdürürsek bu sadece bir gösteriş değil, bir milletin yeniden ayağa kalmasının hamlesi olacaktır.
Dolayısıyla çocuklarımıza adaletle yaşamanın gururu aşılanmış ve gelecek nesle de bırakılan en büyük zenginliklerden biri olarak miras bırakılmış olunacaktır.
Adalet tüm yaşam tarihinde her şeyin önceliğinde olduğunun kabulüyle insan haklarının eşitliğin, huzurun, özgürlüğün ve barışında temelidir.  
Adalet sadece mahkeme salonlarında değil; Sokaklarda, evde, okullarda iş yerlerinde de varlığını gösteren bir düzen olmalıdır.
Ülkemizin yeniden nefes alabilmesi, vatandaşların huzura erebilmesi için tüm resmi mercilerinde de adaletin hukukun üstünlüğü yansıtılabilmelidir.

Halkımızın tedirgin ve kaygılı oldukları bu ortamlarda devlete karşı güvensizlik yaratan olaylar gelişmekte ve bir türlü önlenememektedir.

Suçlu cezasını mazlum hakkını almadı taktirde suçlu kazanıyor masum yoruluyor, suçlanıyorsa, demek oluyor ki suç işleyen değil ses çıkaranlar cezalandırılır olmuştur. 
Sokaklarda adalet değil kaygılar dolaşır oldu, haksızlık suç işlemek alışkanlık haline dönüştürdüler. 
Adalet işlemediği zaman haksızlığın cezasızlığın normalleşmeye başlamasıyla halk hakkını suçlu cezasını almaz olacaktır.!  
Son sözümüz; 
Adalet yoksa huzurda yok! 
Adalet varsa; Özgürlük güven ve üretim vardır!
Adaleti yerleştirirsek, dünya üzerinde lider bir ülke olarak bizi örnek alacaklardır!