Herkes parti lideri olamaz!

Son günlerde gündeme oturan Öcalan’ı meclise davet konusu ulusal basında geniş bir yer almıştır.  
Bu konu üzerinde ki tartışmalar ile varsayımların büyük bir kısmının boş söylevler olduğu, değişik konulara yönlenmelerle çarpıtılmaktadır.
Aslında Bahçelinin Öcalan’ı davet konuşmasının altında yatan iki konu var en önemli olan. 
Bunlardan birincisi anayasayı değiştirmek ve gelecek olan seçimlerde yine birinci parti olarak tekrar seçilmelerinin kendileri için çok önemli oluşudur. 
Çok önemli diyoruz çünkü seçimleri kaybetmek kendilerinin siyasi hayatlarının bitişi anlamına geleceği varsayımıdır. 
Ayrıca anayasanın ilk dört maddesi ülkemiz üzerinde oynanan iç veya dış güçlerin hedeflerinin engellemesi olarak bilinmesidir. 
Ülkemizi Atatürk Cumhuriyetinin kuruluşunda gelecek günleri düşünerek konulan bu ilk dört madde bazı hain kesimin hedeflerini engellemektedir. 
Onların özlemleri olan demokrasinin kaldırılması, dini bir rejimle halkımızı yat kalk emirleriyle yönetim altına alınmasını, hatta yıllar önceleri hedeflenen ülkemizin yedi parçaya bölünme hevesleridir.
BOP projesi de bu siyasi stratejilerinin ana temelidir. 
Burada esas konumuzun ikinci maddesi de ana muhalefet partisi yani Özgür Özer beyefendinin o kadar çok konuşması, her dalda laflar sarfetmesi iktidarın hiç umurunda olmayışıdır.
Neden dersek çok laf etmekle karşı tarafın haksızlığını anlatamazsınız! 
Az konuş ama etkili konuş, söylediğin laflar, mevzular hem halkın hem de muhatabının aklını kurcalaması ve tedirgin etmesi gerekir.
Başka bir deyimle on ikiden vurmak anlamıdır bu.
Özer beyin konuşmaları sanki AKP’nin işine yarar gibi olması mevzuları saptırmak gibi algılanmaktadır halk arasında.
Oysa ki Öcalan’ı meclise davet konusunda Sayın Bahçeli bunların eline çok güzel bir koz verdiği halde bu konuya hiç değinmiyor hiç sözünü etmiyorlar. 
Çünkü Öcalan bir terör örgütü lideri, PKK kurusudur. 
PKK halen ülkemizde ve çevremizde etkin bir şekilde faaliyetlerini sürdürmeye devam ettikleri için, burada değinilmesi gereken en önemli sözdür dillerde dolaşan, yani
Halkımızın dilenden düşmeyen söylevleri, siyasi partilerin, hele ki Özgür Beyin bu konuyu hiç dile getirmediğidir.
Yani söylenmesi gereken sözler “Hükümetin terör örgütüne boyun eğmiş, onlarla pazarlığa girmek istiyor” gibi tutum ve söylevleriyle politika üretip eleştiride bulunamıyorlar ne yazık ki.    
İstenirse bu konu çok daha genişletilerek muhalefet yapılabilir diye düşünen halkımıza katılmamak elde değil!