BOLU'YA BAYRAM GELİR Mİ?

Kartalkaya yangını davası hem mağdurlar, hem sanıklar açısından hakkaniyetle sonuçlansa…
Kıbrıscık ve Seben’deki liselerin kapatılması kararı yeniden gözden geçirilse…
Kıbrıscık’taki tek katlı okul binaları yıkılmayıp farklı değerlendirilseydi demek geçti gitti. Bari yıkım kararlarının gerekliliği, nasıl bir tehlike arz ettikleri kamuoyuna etraflıca anlatılıp, Kıbrıscık Halkı yine “Makûs Talih” adlı eserin oyuncusu olmaktan çıkarılsa…
Bolu’ya bir konservatuvar açılsa… Güzel Sanatlar Ortaokulu’na da razıyız aslında…
Bolu’nun sivil toplum örgütleri daha sesli, çok sesli olsa da her yerden duyulsa…
Yazarlar “şu”cu veya “bu”cu olma kaygısından bağımsız, elleri kolları serbestçe yazabilse…
Sanattan anladığımız, isim tartışmalarından öteye gitse…
Şehre on bir yaşındaki kızımın bile itiraz ettiği konserler yerine, “sanat” gelse…
Şöyle efil efil, dört başı mamur bir kültür sanat binası yapılsa da orta yere kurulsa…
Şehrin işlek yerlerine, tertemiz ama ücretsiz tuvalet konabilse…
65 yaş üstü vatandaşlar için sağlayabildiğimiz tek imkân, Belediye’nin önündeki havuzun şırıltısından ibaret olmasa…
Sezar’ın hakkı Sezar’a, Bolu’nun hakkı Bolu’ya verilse… İlimiz daha çok yatırım alabilse…
Liyakat alsa yürüse, körler-sağırlar birbirini ağırlamasa, işler dostlar alışverişte görsün hesabı yapılıp geçilmese…
Turizm sektörünün aldığı darbenin altından hep birlikte kalkılsa…
Üniversite şehri olmanın hakkı verilse…
Bolu’da ardı ardına müzeler açılsa da, geze geze bitmese…
Bir de artık yaz gelse…
Elimizde dondurma külahları, saçımızda papatyalar, şehirde kıpırtılar, içimizde heyecanlar olsa…
Bolu’ya da gelir bayram.
Nilüfer Ertem Özkan





























