MİNİ ETEKLİ BİLGİLER

“İstatistik mini etek gibidir, çoğu şeyi gösterir ama asıl görünmesi gerekeni göstermez”

Bu cinsiyetçi vecizi Manchester United’ın efsane teknik direktörü Alex Ferguson demiş güya. Ama elbette onun değil. Söz aslında Danimarkalı meslektaşı  Ebbe Skovdahl’a ait. O da mini etek dememiş, bikini demiş. 

Yani, “İstatistik bikiniye benzer, çoğu şeyi gösterir ama ama asıl görünmesi gerekeni göstermez” demiş. “Şimdi seçime şurda kalmış on beş gün ne minisi, ne bikinisi kardeşim” diyorsanız, e malum her gün anket açıklanıyor, oy tahminleri havalarda uçuşuyor. Tanju Özcan yeniden yüzde 60’la seçilme iddiasında, rakipleriyse “Bu iş bitti, bırak yüzde 60’ı koltuk gitti” diyor. 

Seçimin kaderisini ise son hafta yapılacak son viraj hataları belirleyecek gibi duruyor. Rakibini hataya zorlayan, hata yapmayan aday ipi göğüsleyecek. 

İstatistik demişken, ki bir bilimdir, son günlerde rakam açıklama kervanına Bolu Valisi Erkan Kılıç’ta katılmış. Vali Kılıç ilimizdeki mülteci sayılarını açıklayarak Başkan Özcan’a ayar, Özcan muhaliflerine de malzeme vermiş oldu.

Açıklanan rakamlara bakalım… Bunlar elbette RESMİ rakamlar. Ne kadar kaçak, ne kadar göçek var onu bilmemiz mümkün değil. Birazdan yazacağım rakamları yuvarlayarak yazacağım, obsesifler okumayı burada bırakabilir. 

Sığınmacı konusunu açmışken, kişisel olarak Zafer Partisiyle, Tanju Özcan arasında bir noktada konumlandırıyorum kendimi, onu da söylemeden geçmeyelim.

Bolu’da 2015 yılında 4 bin 500 kadar sığınmacı varmış… Her yıl bin, iki bin, üç bin ve dört bin kişi artarak 2019’da 14 bin kişiye ulaşmış. Bolu ölçeğinde bir kent için 14 bin mülteci korkunç bir rakam… Şimdi açalım hesap makinasını bölmeye başlayalım. Bolunun 9 ilçesi var, bölelim her ilçeye 1500 küsür mülteci yapar. 1500 oy alan adam Kıbrıscık’ta Belediye Başkanı olur. 

12 Belediye var Bolu’da, böl 14 bin mülteciyi bin yüzü geçiyor. Bolu sınırları içindeki kaç belediyesinde bin yüz kişi çalışıyor?

İlçeler dahil tüm Bolu’da 93 mahalle var, her mahalleye 150 mülteci düşüyor… Her mahalleye! Bolu’daki 487 köyün her birine 30 kadar mülteci / sığınmacı yerleştirmek demek 14 bin kişi! 

Mesele bu 14 bin kişinin 3 kişilik, hadi 5 kişilik aileler şeklinde yaşadığını varsayarsak, sadece iki bin 800 konutun mülteci/sığınmacı/göçmen aileler tarafından kiralandığını ya da satın alındığını gösteriyor. Yine istatistik bilimi diyor ki, göçmen bir ailenin taşındığı binada bir süre sonra o memleketin yerlisi kalmıyor, bina tamamen göçmenlerin eline geçiyor. Sayısalcı okurlarımız yine çarpa çarpa gidebilir. 2 bin 800 konutun komşularıyla bir binada kaç dairenin göçmen baskısıyla karşı karşıya olduğunu görür anlar. 

Mesele rakamları yalanlamak doğrulamak meselesi değil. Mesele bu korkunç rakamlarla mücadele ve müdahale etmesi gerekenlerin memleketin ayarlarına sahip çıkması, başkasına ayar vermesi değil.

Peki, rakamları neden 2019 yılından örnek verdim? Çünkü Tanju Özcan 2019’da seçildi. İlk iş mülteci sığınmacı karşıtı politiklarla da dikkat çekti. Peki resmi rakamlara nasıl yansıdı bu iş? 2019’da 14 bin olan mülteci sayısı 2020’de 13 bin 300 oldu. Yani bütün bu tatava 700 kişi için mi yapıldı? E öyle görünüyor. 

Peki sonraki yıllar? 2021 mesela ne oldu? 14’ten 13’e düşmüştü ya bu sefer 14’ü de geçti. E şimdi bu trajikomik değil de ne?

Sonra nolmuş? 2021’de zirve yapan mülteci sayısı 2022 ve 2023 yıllarında arttığı gibi değil ama biner biner azalmış. Şu anda Bolu’da kabaca 12 in mülteci sığınmacı varmış.

Çok mu çok!

Ancak bu rakamların içinden Afgan’ı, İranlıyı, İranlıyı görmezden gelip, Suriyeliler azaldı diye algı yapmak yanlış mı? Yanlış!

Ancak bu gidişleri sadece Tanju Özcan’a bağlamak da yanlış. Azalmanın iki nedeni var birincisi ekonomik, vatanlarını terk eden bu insanlar daha ekonomik yaşayabileceği kentleri tercih ediyor normal olarak. Ancak yine istatistik bilimi diyor ki, mülteci akını batı illerine doğru akıyor. En büyük risk altındaki kentlerimiz İzmir, Çanakkale ve Edirne gibi görünüyor. 

Yazımızı bir aforizmayla başlattık, bir aforizmayla bitirelim: “Biz mültecilerin, sığınmacıların gerçek dostuyuz. Onlar kendi memleketlerinde, kendi evlerinde yaşasınlar istiyoruz” İmza: Ümit Özdağ