Ertuğrul Turan
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit

GEÇEN HAFTADAN DEĞİL, 96'DAN DEVAM

GEÇEN HAFTADAN DEĞİL, 96'DAN DEVAM
A- A+ Paylaş
Reklam

Geçen haftaki yazımı “Haftaya kronik rahatsızlığım olan muhalifliği ve Bolu’da yaşasam oyumu kime verirdim onu yazacağım” diyerek bitirmiştim.  

Bu yazı geçen haftanın değil, mesleğe başladığım 1996’dan devam edecek. Bilen biliyor çalıştığım yerleri yazmak, çalışmadığım yerleri yazmaktan daha uzun sürüyor. Bunun tek nedeni biri benim sebatsız bir hovarda olmam değil elbette. 

Bazen ben tahammül edemedim, bazen bana tahammül edemediler. İçimizdeki kronik muhalif sağolsun hiç rahat durmadı. Kimin olduğu önemli değil, icra makamında kim varsa eleştirmeyi mesleğimizin gereği bir görev belledik.

Ama öyle daldan dorukktan, eleştiri olsun da muhalif ayaklarıyla karşı görüşü keseleyelim diye değil, gerçekten gördüğümüz hataları kendimizce dile getirmeyi önemsedik.

Şimdi aktif politika yapmayan -ismi lazım değil- döneminin önemli bir siyasetçisi sürekli bana röportaj verir, önemli gördüğü açıklamaları bana yapmak isterdi. Birgün neden söyleşilerini benimle yaptığı sorduğumda, “Başkaları yazdığında yağlayıp balladıklarını düşünüyorlar, sen yazınca inandırıcılığı artıyor” demişti. 

O gün son söyleşimizi yaptık.

Hiç kimseye kişisel bir husumet beslemedim, yaptılarsa iyi şeyleri de yazmaya çalıştım, iyinin yanında kötünün karşısında durmaya çalıştım. Eleştirdiğim siyasiler, elbette beni engellemeye çalıştılar. Kurduğum gazetelerin dışında çalıştığım kurumlara bile ambargo uyguladılar, dolaylı yollardan patronlarıma mesaj gönderdiler. Açıktan para, avanta, hatta bugün milletin birbirini yediği işleri teklif ettiler de, eyvallah etmedim. Kursağımızdan haram geçirmemeye dikkat ettim. 

Allah’tan korktum, kuldan utandım!

İktidarda AKP varken, eski başkan Alaaddin Yılmaz hayattadır, dileyen sorabilir, en sert eleştirileri herhangi bir siyasi aidiyetim yokken yapanlardan oldum. Biri sahip çıksın, destek olsun diye de beklemedim. Şimdi Tanju Özcan kalbimin attığı kenti yönetiyorken, onun hatalarını da görmezden gelecek halimiz yok. Bizim muhalifliğimiz bir partiye değil, bir kişiye değil, işleyişe, sisteme. 

Özetle yazdıklarımın particilikle, adam kayırmacılıkla, senden benden diye ayırmakla alakası yok, hiç olmadı. 

Gazetecilik bana göre bir temas ve mesafe mesleğidir. Kimseye haberini yapamayacak kadar temas içinde olmadım, kimseye haberini yapamayacak kadar mesafe koymadım.

Bu yazıyı okuyup beni tanıyan tanımayan insanlar, “Ulan, sende ne mübarek adammışsın” diyebilir. O kadar da değil. Elbette süreç içinde hatalarım oldu. Biliyorum ve unutmadığım için tekrar etmemeye çalışıyorum. 

Bizim muhaliflik kronik, ilacı olsa da kurtulsam diyorum ama yedisinde neysek yetmişinde de o olacağız gibime geliyor.

GELELİM OY MESELESİNE

2018’de Bolu’dan ayrılırken seçime bir yıl vardı. İlk taşındığımız evden ikinci bir eve taşınma telaşesinde 2019 seçimlerinde oy kullanmak taşındığımız şehirde nasip olmadı. Bugün yaşadığım ilçede Cumhuriyet Halk Partisinin adayı % 68’e yakın oy aldı. Hayatımda bu kadar yüksek oy oranını ilk defa görerek yaşadım. 

Bugün yaşadığım ilçede ve büyükşehir seçimlerinde kime oy verdiğimin bir önemi olduğunu düşünmüyorum. Yaşadığım mahallenin muhtarını tanımıyorum bile. 60 bin seçmenin yaşadığı ilçemde seçilme ihtimali en az adaya oy vereceğim. Sanırım 45 yaşımdan sonra adını bilmediğim, yüzünü görmediğim TİP adayı oyumu alacak. 

Bundan bize ne derseniz ki hakkınızdır, biraz da Bolu’yu yazayım… 

Bolu’da iki adaylı bir yarış bekleniyordu. Ancak ben ilk günkü iddiamdayım. 

Bolu’da seçim üç adaylı… 

MHP adayı İlhan Durak, yabana atılacak bir rakip değil. Hem saha çalışmaları, hem iddiası hem de son dönemde Bolu’da gittikçe güçlenen MHP’nin genel seçimden sonra ikinci sürprizi yapmasına neden olabilir. Sayın Erdoğan’ın aradan sıyrılıp İstanbul’u aldığı gibi Durak’da Bolu Belediye Başkanı olabilir. Ya da adaylığı Cumhur ittifakı oylarını bölerek Tanju Özcan’a da yarayabilir. Ya da Milliyetçi oylara oynayan Tanju Özcan, bu oylar yerini bulunca M. Emin Demirkol’a başkanlığı devredebilir. Elbette başkanlığın en büyük adayı bana göre mevcut Başkan Tanju Özcan!

Bu seçeneklerin mümkün olmadığını kim söyleyebilir?

Umarım memleket için hayırlı olan sonuç çıkar…

Haftaya adaylara yakından bakacağız. Bakalım dışarıdan nasıl görünüyorlar…

Çok okunanlar
Reklam
sanalbasin.com üyesidir