BENİM VAADİM, GERÇEKLER
Yerel seçim yaklaşıyor dört bir yandan, “hizmet ve memleket” sevdalıları yine göreve talip olacak. Seçimler aslında genel merkezlerde yapılıyor. Sandığa giden bizler nihayetinde “o mu, bu mu?” arasında bari şu olsun diyecek lükse sahip fanileriz sadece.
Yıllarını memleketine yakıp dökenler, her zamanki gibi ödül sırasında en arkalarda, bedel ödenirken en önde olacaklar. Hasbelkader bürokraside, siyasette kendine itiş kakışla yer bulabilenler bu memleketin öz evladı olduklarını, sizi, mahallenizi, ilçenizi, ilinizi ne kadar iyi tanıdıklarını söyleyip, sizden oy isteyecekler. Sonra, sonrası malum. Oyunuzu almak için kırk takla atan bu arkadaşlar aday olup seçilemezse dalkavuk zehrini aldıkları için bir dahaki seçimleri kollayacak. Seçilirse hepten yandınız, artık bir dahaki ziyaretlerine aslında kendilerinin olmayan, lüks arabalarla, fotoğrafçılarla gelecekler. Tabii lütfedip gelirlerse.
Siz onlara gitmek isterseniz, şehir dışında olacaklar, toplantıları olacak, görüşmede olacaklar, Ankara’da temaslarda bulunacaklar…
Lütfen kapınıza gelen bu siyasilere sorunuz!
Hepimizin sevdiği şehri bizden çok seviyormuş numaralarını bırakın. Bu memleket için yapacağınız projeleri açık, net bir şekilde sayın, sıralayın. Bunların bütçelerini paylaşın, kaynaklarını açıklayın.
Bu projeleri hayata geçirmeye neden ihtiyaç duyuyorsunuz? Bu projelere kentin mi ihtiyacı var, sizi fonlayan sermaye gruplarının mı?
Broşürler basılacak, sosyal medya hesapları açılacak, bu projeler kamuoyuyla paylaşılacak. Bu projelerin fizibilitesini kim yaptı? Uygulanabilir mi, bir adayın fantezi dünyasından mı ibaret? Gerçekçiliği var mı?
Aday olduğunuz memlekette yaşayanları çok düşünüyor, onların dertleriyle dertleniyor numaralarını bırakın. Biliyoruz ki siyaset zengin sporu. Sizin ve ailenizin mal varlığınız ne kadar, kaynağı nedir? Her yıl mal varlığınızı ailenizle birlikte şeffaf bir biçimde açıklamaya söz veriyor musunuz? Mal varlığınızdaki artışları açıklayabilecek yüreğiniz var mı? Siz, eşiniz, Allah bağışlasın evladınız değil, yakın akrabalarınız da şeffaf olacak mı, yoksa cukkaları onlar üzerinden mi indireceksiniz?
Sevdiğim bir aforizma var, “Bir kente ne kadar uzaktan bakarsanız, sorunları o kadar görünmez olur” diye. Uzaktan bakınca her şehir güzel görünür. Bu güne kadar nerdeydiniz? Hangi derneklerle, hangi sivil toplum kuruluşlarında gönüllü çalıştınız? Aidat ödemeden aidat ödemeye değil, hangi dernekte taşın altına elinizi koydunuz da, şimdi “taşın altına gövdemi koymaya geldim” diyeceksiniz?
(Bunun denileceğini biliyorum, çünkü okur yazar olduğum günden beri, aday olup söylemeyen duymadım)
Aday olursanız, kapı duvar olacak mı yine? Halk günü gibi basit bir uygulamayı mesela hayata geçirebilecek misiniz?
Aklıma ilk gelenler bunlar…
Düşündükçe siz de bu listeye eklemeler yapabilir, beş senede bir gördüğünüz sayın başkan adaylarına sorabilirsiniz… Haftaya “neden aday oldum” onu yazacağım. Selametle…
