En büyük sorun SESSİZLİK

Her zaman her yerde konuşulur,
Bolu sahipsiz, Bolu'nun etki alanı yok denecek kadar az diye...
Grand Kartal Otel yangını faciasının ardından ortaya çıkan manzara, bu durumun adeta sağlaması oldu.
Kapanan turizm tesisleri ile birlikte kapısına kilit vurulan stadyum, kurumlar arasında arada kalıp ne yapacağını bilemeyen turizmciler, düşen turizm gelirleri, kendi stadyumunda maça çıkamayan bir Boluspor...
Yangın adeta bir domino taşı etkisiyle Bolu'nun eksik olan birçok yanını ortaya çıkardı.
Çıkardı çıkarmasına da canla başla bu sorunları çözmeye çalışan bir kaç siyasi ve sektör temsilcisi dışında birçoğu 'Bolu sahipsiz' eleştirisi dışında kılını bile kıpırdatmadı.
'Bolu sahipsiz' diye yorum yapanlar, Bolu için harekete geçmeyi ne zaman düşünecek? Bolu için kaygı duyanlar, ne zaman çözümün kolektif bir şekilde hareket etmek olduğunu anlayacaklar? Ne zaman ses çıkarmaya başlayacaklar! Başkası kılıç sallasın, başkası mücadele etsin ben kenarda izleyeyim. Duruma göre alkışlayayım ya da eleştireyim... Yoköyle bir dünya...
Sorumluluk bende, sende, onda, bizde herkeste...
Ben ne yapabilirim ki dememek lazım...
Bugün Tabiatın Kalbi dediğimiz Bolu'muzda, halkımız hala Gölköy'ün çamurlu suyunu içmeye mahkum bırakılıyorsa,
O suya da dünyanın parasını ödüyorsa,
Deprem gerçeği göz ardı edilip kentsel dönüşüm anlamında söz verildiği halde hiç bir çalışma yapılmıyorsa,
Vatandaşlar şehir merkezinde beş dakikalık bir işini halletmek için yarım saat park yeri arıyorsa,
Öğrenci kardeşlerimiz Türkiye'nin en pahalı toplu taşıma sistemiyle baş başa bırakılmışsa, ulaşım için şehir içinde bile otostop çeken öğrencilere rastlanıyorsa,
Yüzbinlerce ziyaretçi ağırlayan doğal güzelliklerimizden şehir merkezi nasiplenemiyorsa,
Bolu'yu ziyaret edenlerin, esnafımıza, şehrimize bırakacağı katma değer yerine doğaya bıraktıkları çöpleri konuşuluyorsa,
Bu şehrin hedefleri, bu şehrin hayalleri ucuz Çin ledi 3. sınıf pavyonlardaki aydınlatmalara feda ediliyorsa,
İtiraf edelim ki suçun büyüğü bizde! Bizim sessizliğimizde!
Not:
Hiç bir siyasinin kişisel ikbal planlarına dolgu malzemesi olmayalım.
Hiç bir siyasi bizi değerlerimizle kandırmasın. Ne dinle ne imanla, ne Atatürkçülükle, ne milliyetçilikle...
Hesap soramayacağımız, gerektiğinde bacağına teneke bağlayamayacağımız hiç bir siyasiye
değil oy selam bile vermeyelim.
Kurban bayramımız mübarek olsun, sessizliğimiz son bulsun!
Mutlu bayramlar...





























