KIYMET BİLİN KIYMET!

Bir süredir seçim ve siyaset yazıları yazdım peş peşe. Yazı günü yaklaşınca da ne yazabilirim diye düşünürken, gözümün önüne kocaman bir Bolu fotoğrafı geldi. İçinde tanıdığım herkesin olduğu kocaman bir aile fotoğrafı gibi. Özlemenin burukluğu, gurbetçinin yalnızlığı geldi oturdu yanıma.

Memleketinin dışında yaşayanların ortak bir sözü var, en çok bilmem nesini özledim derler. Ben en çok yalnız kalabilmeyi özledim. 5 milyon insanın yaşadığı bir kentte, bir dağ başında bile 50 – 100 kişi varsa tenhaymış bugün diyorlar, şaşırıyorum.

Hele İstanbul’da yaşayanlar nasıl hayatlarına “tek başına” devam edebiliyor anlamak mümkün değil. Bolu’ya dair, en çok Taşlıyayla Gölü kıyısında elim cebimde tamamen yalnız kaldığım geceleri özledim. Gölcük’te hafta içi sabah erken saatlerde sisin yavaş yavaş gölün üzerinden kalkışını izlemeyi özledim. Sıraya girmeden bir şeyler alabilmeyi, trafikte saatler harcamadan 50 kilometre yol yapabilmeyi özledim. İşe mesela, kışın evden çıkıp karlara basa basa gidebilmeyi özledim. Küçüktü, sakindi, sessizdi ama bir başkaydı Bolu. 

O yollar bir daha aynı keyifle ne zaman yürünür, yürünür mü bilmem… Yürüyebiliyorken, kıymetini bilin!

***

BU KIŞ DA BOŞA GEÇİYOR

Üyesi olmaktan her zaman onur duyduğum Bolu Gazeteciler Cemiyetimizin Bayram Gazetesi için yazmıştım. Bolu’da mutlaka bir kış festivali yapılmalı diye. Maalesef adaylıktı, partiye dönüştü, seçimdi derken bu kış da kaynadı gitti. Memlekette çok kış var, bir gün bir adam gelir, kendi fikri gibi uygular, biz de ağzımız açık bakarız. 

Elinde bu kadar imkan olup da bu kadar kullanmayan bir potansiyel ben görmedim bu güne kadar. 

Peki kimler yapıyor bu festivalleri. Mesela Çinliler… Harbin şehrinde kar ve buz festivali var ve tam tamına 20 milyon insan bu festivali ziyaret ediyor. Hem de her yıl! Harbin’de öyle heykeller yapılıyor ki, kentin içinde yeni bir kent kuruluyor adeta.

Kanada’nın meşhur Québec Kış Karnavalı 1894’ten beri düzenleniyor. Daha spor ağırlıklı bu festivalde kano ve kızak yarışları, geçit törenleri de düzenleniyor.

Türk modeline en yakın uygulama aslında Japonya’da yapılıyor. Birkaç şehri kapsayan etkinlikler daha çok ailelere hitap ediyor.

Türkiye’de ise bilinen en büyük kış festivali Uludağ’da düzenleniyor. Konser ve eğlence etkinlikleriyle öne çıkıyor.

Peki, Bolu’da nasıl bir festival olabilir? Güzel memleketimizi hiç bilmeyen birine Bolu dediğinizde aklına aşçılar ve kar geliyor. Kış ve gastronomiyi birleştirebilecek, kış yemekleri sıcak içecekler ve keyifli konserlerle taçlandırılabilir bu festival. İlk yılın teması kızılcık tarhanası ve kozalak şurubu neden olmasın?

Bal gibi olur! Afiyet olsun…