BATI CEPHESİNDE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK!
Rahmetli Erich Maria Remarque'nın yazdığı, savaşın korkunçluğunu ve anlamsızlığını ele alan bir romandır. Im Westen nichts Neues orijinal adıyla yayınlanan romanı ilk kez Almanya'da 1929 yılının Ocak ayında yayımlandı ve daha ilk yılında 26 dile tercüme edilerek dünyaca meşhur oldu. Aradan 93 yıl geçti… Dile kolay bir insan ömründen fazla!
Filmi çekildi… Çünkü ne savaşın korkunçluğu ne de insanların hala savaşması bitmişti. Savaş hala en popüler olimpiyat dalı olarak düzenli olarak çıkartılıyor. Hele bizim coğrafyamızda. Her alanda savaş var, hem de ne savaş…
Siyaseti bir hizmet değil savaş aracı olarak görüyoruz mesela. Yerelde yıllar sonra iktidar olan CHP’nin içindeki fokurdama sesi, taa buradan duyuluyor. Kazan kaynadıkça, dibi tutmasın diye karıştırıp kenarına vuruyorlar kepçeyi.
Yerelde iktidar olanlar karışır da, genelde iktidar olanların yereldeki temsilcileri durur mu? Onlarda başlamış gruplaşmalar. Bolulu – Geredeli çekişmesi, artık ayyuka çıkmış, genel merkez koridorlarında konuşulur hale gelmiş.
Biz yıllardır alışmışız CHP içindeki hizibe, şimdi AKP yapınca yadırgıyor insan…
Bir Don Kişot Çıkar…
Bolu’da şahsen tanımadığıma üzüldüğüm bazı isimler var. Hani memleket küçük herkes birbirini tanır da, bazı arkadaşın arkadaşları vardır. Yolda görünce kafa selamını çakar devam edersiniz. İlkay Bayrak benim için öyle biri. Ne yazık ki hiç öyle uzun uzun oturup konuşma, tanışma fırsatımız olmadı. Gazeteci, siyasi ilişkisiyle sosyal medyadan takip ettiğim biri. Ancak öyle iddialarla bir video yayınladı ki, ağzım açık izledim. Yazının devamını okuyacaklar, videoyu izlemedilerse izleyip devam etsinler.
Videoyu izledim, dedim ki, videoda adı geçenler çıkar, “Hayır kardeşim bu iddialar gerçek değil, hepsi uydurmadır. İlkay Bey doğru söylemiyor. Bunlar iftiradır biz yasal haklarımızı kullanacağız. Bir belediye Başkanına, yardımcılarına iftira atmak nedir hukuk önünde hesap soracağız” Kaç gündür bakıyorum ne yanıt var, ne başka bir şey. Sükut ikrardan mı geliyor, anlamak mümkün değil.
Belli ki, İlkay Bey tırnak içinde siyasetçi değil. Belli ki, bir daha aday olurum, ihale kovalar, iş takibi yaparım diyecek biri de değil. Ne varsa eteğindeki taşları bildiğim kadarıyla yıllardır anlatıyor. Verecek bir cevabı olmayanlara bu ayıp yeter.
Ölü evinde yasa, düğün evinde tefe devam mı?
Videodaki bence en çarpıcı iddia, parti yöneticisinin belediyeye kiralık araba vermesi değil. Bu küçük yolsuzluklar artık neredeyse “sevimli” bile geliyor bana. Bu işleri kimlerden öğrendiklerini biliyoruz çünkü. Seçim gecesi ortaya çıkma iddiası da bence üzerinde durulacak konu değil. Biz ithal adaylara şerbetliyizdir. Asıl konu yıllar sonra Tanju Özcan’ın selefi gibi TBMM’ye CHP’den Bolu’yu temsil için gidecek bir ismin desteklenmediği, hatta kazanamaması için çalışıldığı iddiasıdır.
Bu iddia bugüne kadar, Bolu hatta Türkiye siyasetinde ortaya atılmış en vahim iddiadır. İddia sahibi ortada, muhatapları ortada, İlkay Bey’in iddiasıyla 6. Katta. Aleyhinde çalışıldığı söylenen Türker Ateş Bey Ankara’da. Ankara – Bolu arası bir buçuk saat. Bir açıklama bu kadar zor olmamalı. Saygılar!
