Zeynep Sude Yavuz
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit

GÜZEL ŞEHRİN, GÜZEL İNSANLARI

GÜZEL ŞEHRİN, GÜZEL İNSANLARI
A- A+ Paylaş
Reklam

Ne zaman Bolu’nun sabah ayazında dışarı çıkıp müzik dinlesem hep aynı şeyi düşünürüm. Sabahın dinginliği, puslu gökyüzü, uyuklayan köpekler, kuş cıvıltıları….

Sabah erken saatte dışarı çıkmak gerçekten çok hoşuma gidiyor. Ayaz yüzüme vurunca kendime geliyorum, başlıyorum şehri ve insanları gözlemlemeye. Bu saatlerde gözlem yapmak daha kolay bana göre. Sessiz şehri, bir yere gitmek için koşuşturan bir avuç erkenci insanı, şehri güne hazırlayan işçileri gözlemlemek daha çok fikir edinmeme olanak sağlıyor. Duygularım bu konularda gayet olumlu olsa da insanların güne başladığı ilk saatleri gözlemlemek çoğu zaman beni üzüyor.  

Günün hangi saati olursa olsun. İnsanlar yaşamlarına devam ederken toplumsal ilişkilerini de zayıflatıyor farkında olmadan. Aynı apartmandan çıktığı komşusuna bile “Günaydın” demek zor geliyor artık insanlara. Günün ilk saatleri en önemli saatlerdir. Güne nasıl başlarsan öyle devam edersin. Bu genelleşmiş bir durum artık. Gözlemlerime göre sabah insanları genelde mutsuz, huzursuz. Herkesin kendisine göre bir derdi var tabii. Ama omzuna çarptığın bir insana “Affedersiniz” demek bence bu kadar zor olmamalı. Hepimiz farklı hayatlar yaşıyor, farklı şeylerle mücadele ediyoruz. Ama saygı ve nezaket nerede kaldı?

SAHİ NEREYE GİDİYOR BU İNSANLAR? 

İnsanlar artık gülümsemeyi unutmuş. Yabancı olsak bile ne de olsa hepimiz insanız. Bir “günaydın”, “kolay gelsin”, “affedersiniz” demek sizlerden hiçbir şey eksiltmez aksine başka bir insanın ruhuna dokunursunuz. Ufak bir tebessüm bile bazen insanlığın ölmediğini hatırlatır. Tanımadığınız insanlarla saygı çerçevesinde iletişime geçmeyi ihmal etmeyin. Adını bile bilmediğiniz yan komşunuzu gördüğünüzde “iyi günler” diyerek bir adım atabilirsiniz. Tanımadığınız bir esnafa “Kolay gelsin, Hayırlı işler” demek belki onun işini kolaylaştırmayacak ama emin olun o esnaf içten içe mutlu olacaktır. Çoğunuz sevmediğiniz işlerde çalışıyor, uyumayı çok sevdiğiniz halde erken kalkmak durumunda kalıyorsunuz, kiminiz okula gidiyor, kiminiz ise uyandığınız andan itibaren günü bitirmeye yönelik davranıyorsunuz. Hep bir koşturmaca, hep bir yoğunluk var. Biliyorum. Hepimizde olabilir böyle durumlar. Ama geri gelmeyecek bir zamanımız var ve bunu iyi değerlendirmemiz gerekiyor. 

Lütfen daha fazla gülümseyin. Lütfen daha fazla “günaydın” deyin. Lütfen daha fazla iyi dileklerde bulunun. Çevrenizi değiştiremiyorsanız kendinizi değiştirin. Hemen şimdi harekete geçin. Tanımadığınız birisi ile göz göze geldiğinizde içtenlikle gülümseyin. Hiçbir şey kaybetmediğinizi fakat çok şey kazandığınızı göreceksiniz. Bir insanın hayatına sadece gülümseyerek dokunmak gibi güzel bir yetenek var. “Gülümsemek, sadakadır.” 

Platon’un çok sevdiğim bir cümlesi var; “Tanıştığınız herkes, hakkında hiçbir şey bilmediğiniz bir savaş veriyor. Nazik olun. Daima.” 

Bol gülümsemeli, mutlu haftalar diliyorum. 

Kalın sağlıcakla…

Manşet Haberler

Çok okunanlar
sanalbasin.com üyesidir