EN BÜYÜK HAZİNEM KİTAPLARIM DERİM!
Geçen gün, internette bir yazı ile karşılaştım. Türkiye kitap okuma istatistiğini açıklamışlar…
Türkiye’de her 100 kişiden yalnızca 4’ü kitap okuyormuş! Kitap okumak ihtiyaç listesinde 235. sırada yer alıyormuş. Şaşırdım doğrusu. Oranların az olduğunu biliyordum fakat bu kadarına da “pes” dedim. İstatistik sonuçlarının devamı da şöyle; Türkler günde ortalama 6 saat televizyon izliyor. 3 saat ise internete giriyor. Bu sonuçlarla kitap okuyan Türkler olarak %0,1 oranla ülke sıralamasında son sıralarda yerimizi almışız.
………………………………………………………………………………..
Günümüzün hızla değişen dünyasında, teknoloji bu kadar ilerlemişken(!) İnsanlar geriliyor sanki. Çoğu insan kitap okumayı zaman kaybı olarak görüyor ya da yeteri kadar zaman yok. İnsanlar artık bir kitabın sayfasını çevirmek yerine sosyal medyada kaydırmayı tercih ediyor. Günümüzün asıl virüsü “Kaydırma Hastalığı” Ancak bu modern yaşantımız içerisinde eski dostlarımızın da hatırlanması gerek. Kitapları raflarda süs olsun diye tutmak yerine, tozlu sayfalara derinden üfleyerek diyardan diyara dolaşmak gerek.
Hayatımızın her anı birbirine geçmiş roman gibidir. Hepimiz kendi romanımızı kendimiz yazar kendimiz okuruz. Kitaplar yıllardan beri insanlığın bilgi birikimini, hayatın farklı yönlerini, rengarenk renkleri ve tatmadığımız duyguları içinde barındırır. Kitap okumak farklı ülkelere farklı coğrafyalara vizesiz giriş imkanı sağlar, kitap okumak özgürlüktür. Binlerce kitap arasında kendi dünyanı bulabileceğin gizemli bir yolculuktur.
Şimdilerde çalışmak, işe gitmek çok zor. İnsanlar genelde gergin, mutsuz, huzursuz….
Nereden vardık bu kanıya? O 4 insandan biri olmak demek (TÜRKİYE’DE KİTAP OKUYAN 100 KİŞİDEN 4’Ü) günün stresinden ve endişelerinden, yorgunluğundan ve de zorlamalarından bir nebze de olsa uzaklaşmak demek. Kitap okumak ve bu eylemi alışkanlık haline getirmek farkındalık anahtarını, ev anahtarını elinde tutuyormuş gibi tutmak demek. Kitap okumayı seven ve çok okuyan büyüklerim ne demek istediğimi çoktan anlayacaktır.
…………………………………………………………………………………
Kitap okumak aslında bir yaşam tarzı. Dünyaya, hayata, insanlara karşı bakış açını değiştiren, ruhu dinlendiren, bilgi birikimini artıran bir hazine. Kitap okumak için zaman ayırmak bir insanın kendisine yapabileceği en iyi yatırımlardan biri. Okumanın gücü, hayatınıza derin anlam, özgüven ve zenginlik katacaktır bana güvenin. Eğer bir kitabınız yoksa ya da almak istemiyorsanız bu anlamlı dünyaya teknolojiyi doğru kullanarak erişebilirsiniz. E- kitaplar ve sesli kitaplar, kitap okuma alışkanlığınızı büyük ölçüde körükler ve sizi bir adımda olsa atmanız için destekler.
EN BÜYÜK HAZİNEM KİTAPLARIM DERİM!
Ben ilkokuldayken sağ olsun Ali öğretmenim beni kitap okumaya teşvik etmişti. Tabi o zamanlar imkan çok yoktu, köy okulunda okuyordum. Ali öğretmenimin oluşturduğu yaklaşık 40 kitaplık kütüphaneden alır okurdum, babamın gençliğinde (Şu zamanın sakız parası) alıp biriktirdiği kitaplarından okurdum. Yıllardan beri bu alışkanlık bedenimde ve zihnimde yer edindi. Büyüdüm kendi kitaplığımı oluşturdum. Hepsine özenle baktım. En sevdiklerimi gittiğim, yaşadığım yerlere taşıdım. Hala taşımaya devam ediyorum. Bir gün yeğenimle sohbet ederken kitap okuma alışkanlığını nasıl kazanması ve ne yapması gerektiğini sordu. Yıllardır bu anı bekliyormuşum gibi başladım anlatmaya……
Son cümlemde, “Bana en büyük zenginliğin ne diye sorsalar biriktirdiğim kitaplarım, dostlarım ve ailem diye söylerim” dedim. Bu konuşmadan birkaç gün sonra her gün olmasa bile kitap okumaya gayret ettiğini öğrendim. Gururlandım. Mutlu oldum. Bir çocuk bu alışkanlık ile büyüyecekti. Kim bilir belki o da arkadaşlarına kazandırır bu alışkanlığı…
Kitap okuma alışkanlığı farklı dünyalara kapı açmaktır. Eğer bir kişi bile bu yazı sayesinde kitap okumaya başlarsa, farklı dünyalardan bana selam göndersin.
Bu arada aramızda kalsın. İlk dostumu, ilkokulda o 40 kitabın arasından aynı kitabı seçerek okumak için kavga ettiğim sırada kazandım. Böyle de büyük bir güç işte!
Kitap ruha ilaçtır.
Her zaman sağlıklı kalın!
