İKİ UCU BOŞ DEĞNEK

Yeni bir haftadan herkesi selamlıyorum. Zaman ne kadar da çabuk geçiyor değil mi? Seçime bir aydan az bir süre kaldı. Adaylar hız kesmeden çalışmalarını sürdürüyor. Bir sürü aday var ama seçim sadece 3 aday çevresinde ilerliyormuş gibi. Ben bu isimleri söylemeden siz tahmin etmişsinizdir. 

Genel olarak seçim gündemine baktığımda ise hiç seçim havasını soluyamadım. Önceki yazılarda da söz etmiştim bu durumdan. Herkes sonunu bilmediği bir yolda taşlara basa basa yürüyor gibi. Bilemiyorum. Rakipler çok güçlü ve bakıldığı zaman da Bolu için gerçekten işe yarar projeler üretmişler. Günden güne projeler tanıtılıyor, miting havasında geçen proje lansmanları yapılıyor. Yoksa bu lansmanlar 1 Nisan için yapılan bir prova mı?...

Her zaman kullandığım bir cümle var; ‘Kim hakkediyorsa seçimi o kazansın’. Kim gerçekten Bolu için bir şeyler yapacaksa o kazansın. Yalnız son günlerde dikkat ettiğim, kamuoyunda da sıkça gündeme gelen bir anket mevzusu var. Örnek veriyorum; 5 tane anket yayınlandıysa 3’ü taraflı bana göre. Açıkçası yapılan anketlerin gerçeği yansıttığını düşünmüyorum. Bazı anketler gerçekten propaganda amaçlı yapılan, algı operasyonundan ibaret. Röportajlar yapılıyor, kulaktan kulağa sohbetler ediliyor. Seçmen kararsız. Bazı seçmenler bazı adaylara oy verirken “Aman oyum boşa gitmesin. Gönlüm başka adayda ama o zaten kazanamaz bu yüzde ‘x’ kişisine vereceğim” diye düşünüyor. Değerli okurlar lütfen böyle düşünmeyin. Gönlünüz hangi adaydaysa, daha doğrusu hangi adayın Bolu için daha faydalı olduğunu düşünüyorsanız lütfen o adaya oyunuzu verin. 

Cümlelerimde ‘parti’ kelimesini kullanmamaya özen gösteriyorum gördüğünüz gibi. Yaşım genç, çok seçim görmedim fakat geçtiğimiz seçimleri değerlendirdiğim zaman belediyecilik konusunda ‘partiden’ ziyade ‘adayların’ göz önüne alınması gerektiği kanısına vardım. Belediyecilik adaya bağlı bir mesele. Bilindiği üzere belediyeler her partiden insanları barındırıyor. Belediyede partiden ziyade halk için çalışılır. 

Anket sonuçları her an değişebilir. Oy oranı çok az olan parti bile şuan ilk 3 sırada gözükebilir. Dediğim gibi biraz algı işi. Tabi inanıp inanmamak size kalmış bir durum. Seçim sonucu sandıkta belli olur. Bazı seçmenler var adayları görünce “Oyum kesinlikle size” der. Ama sandığa gidince “Neden sana oy vereyim ki ‘x’ kişisi duruyorken” der. Bekliyoruz. Göreceğiz. 

Bahsetmek istediğim diğer bir konu şu; Neden hep pazara gidiliyor? Biri aday olacaksa herhangi bir göreve direkt pazarlarda görüyoruz kendisini. Anlıyorum orada insanlar çok, esnaf çok. Yıllardır oradaki esnaflara ve vatandaşlara her ziyarette vaatler veriliyor. “Yanınızdayız. Sorunlar çözülecek” deniyor. Seçim bitiyor. Nerede bu adaylar? Nerede verilen sözler? Oradaki insanlar yıllardır hayal kırıklıkları ile baş başa kaldı. Sahaya bakıyorum. Çoğu siyasi seçim çalışmasından sonra bir daha pazar yüzü görmemiş. Esnaflardan bazıları ‘Bugün hangi aday gelse de söz verip tutmasa’ diye bakar gibi. Lütfen pazarlara gidip, sözler verip sonra da o insanları terk etmeyin. 

Geçtiğimiz hafta Boluspor ile ilgili yazdığım yazı ile ilgili çok sayıda olumlu geri dönüş aldım. Düşüncelerime destek olanlara teşekkür ediyorum. 

Kalın sağlıcakla.

İyi haftalar….