Sedat Kain
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit

DİL SİLAHTIR -2

DİL SİLAHTIR -2
A- A+ Paylaş
Reklam

Ortadoğu’da küresel, sömürgeci güçlerin ortaya koyduğu acımasız senaryolar gereği ülkemizde yasal veya kaçak olarak yaşamak zorunda kalan Suriye, Irak, Afgan vb. uyruklu insanlar hepimizce malum.

Bu yazımda bu insanların çaresizliğinden, bulunduğu zorluklardan bahsetmeyeceğim. Ancak bana göre bizim açımızdan çok daha tehlikeli olan bir başka durum daha var. O da dil!

Bu yazıyı okurken belleğinizde kısa bir yolculuk yapmanızı istiyorum. Daha düne kadar bu insanların açmış olduğu işyerlerindeki Arapça tanıtıları, bizim esnafımızın bu insanlara mal satabilmek için, iletişime geçebilmek için dükkânlarına astıkları Arapça notları hepiniz biliyorsunuz ve halen bazı yerlerde şahit oluyorsunuz. Bazı belediyeler bu konuda kısıtlamalar dahi getirdi. Hepimizde bu durumu sevinçle karşıladık.

Bir özeleştiri yapacak olursak bu insanların içinde oldukları zorlu hayat koşulları bir yana hepimiz içten içe kızıp bileniyoruz ve kendimize kızıyoruz öyle değil mi? Bizim ülkemizde, bizim misafir ettiğimiz insanlar gelip bizim şehrimizde kendi dillerinde tanıtılar astılar, asıyorlar ya da astırıyorlar.

Benim değinmek istediğim nokta neden bu tanıtılar Arapça asıldığında tepki gösteriyoruz da İngilizce,

Almanca, Fransızca, Farsça, uydurmaca tanıtılar asıldığında tepki vermiyoruz ya da içten içe sinirlenmiyoruz.

Bizim kızgınlığımız Arap abecesine mi ? Türkçeye mi? Yoksa farklı bir abeceye mi?

Sokağa çıktığınızda etrafınıza bir bakın işyeri, apartman, yeni nesil apartman, site isimlerine bir göz atın ve bugüne kadar fark etmediyseniz ne kadar içler acısı bir halde olduğumuzu düşünün.

Saldırı sanal değil. Saldırı tankla, tüfekle değil. Saldırı dille. Hem de kendi kendimize. İşin acı olan boyutu da bu değil mi?

Bu saldırıyı kendi kendimize yaptığımızın ve kendi ayağımıza sıktığımızın da farkında değiliz.

Arapça tanıtılara yasak getiren yerel yönetimler diğer dillerdeki tanıtılara neden ses çıkartmıyor? Bu da işin farklı bir boyutu.

Bu iş gene bizlere düşüyor. Herkes ilk başta kendi evinin önünü süpürecek sonra sokağı süpürecek ki evinin önü pis olanda süpürmek zorunda kalsın.

 

Görüşmek, haberleşmek dileğiyle

 

İyilikler

 

Sedat KAİN

[email protected]

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Sedat Kain yazıları

Çok okunanlar
Reklam
sanalbasin.com üyesidir