Oğuz Uçar
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit

ÖĞRETMENLER ve EĞİTİM

A- A+ Paylaş
Reklam

Dün, 24 Kasım Öğretmenler Günüydü...

Bu haftaki yazıma, güzel ülkemizin geleceği için gençlerimizi eğitmeye çalışan, yüreği vatan aşkı ile çarpan eğitim neferlerini saygı ve sevgi ile selamlayarak başlamak istiyorum. Benim de yetişmemde desteği olan ve halen hayatta bulunan bütün öğretmenlerimin ellerinden öpüyorum. Hayata gözlerini yummuş olanlara da Allah’tan rahmet diliyorum.

 

***
 

Bir toplumun kalitesi, kesinlikle eğitim ile yükselir...

Ancak, daha hala yere tükürenleri, çöp atanları, kalabalık ve kapalı ortamlarda bağırarak konuşanları, trafikte magandalık yapanları, kadına şiddet uygulayanları, hatta kadın cinayetlerine imza atanları gördükçe merak ediyorum.

 

Acaba diyorum; Bu tipleri kim eğitti?

Eğitti mi? Eğitmedi mi?
İşte o an eğitim adına içim sızlıyor!

***


Eskiden, anne ve babalar öğretmenlere saygı duyar ve güvenirdi!

Çocuklarını teslim ederken “Eti senin, kemiği benim” derdi!

Peki ya şimdi?

Ne değişti de, veliler artık öğretmenlerin çocuklarına laf söylemesine bile izin vermiyor!

Albert Einstein, sanki bugünlerde yaşanacakları görmüş gibi;
“Cehalet ne güzel, her şeyi biliyorsun” demiş.

 

Ne ilginçtir ki;
Adını ve soyadını dahi küçük harflerle yazan veliler, artık öğretmen beğenmiyor!
Öğretmenlerin, eğitim performansları hakkında değerlendirme yapıp dedikodu üretebiliyor!

Sonra da İyi Öğretmen (!) diye tanımladıkları öğretmenleri evlerine çağırıp çocuklarına “Paralı Özel Ders” verdirebiliyor.

 

Ama her şeye rağmen, sonuç kocaman bir sıfır!

Aralarında iyi olanlar olsa da, eskiler kadar idealist olmayan yeni öğretmenler yüzünden, bu toplumda artık çarpım tablosunu bilmeyen ortaokul ve lise mezunları ile dilekçe yazmasını bilmeyen üniversite mezunlarına rastlamak mümkün oluyor!

 

Bizim zamanımızda okullarda “Teşekkür” ya da “Takdir” almak çok zor ve kıymetliydi!
Ama, bu günün okullarında bu belgeler olmadan neredeyse karne verilmiyor!

***
 

Konfüçyüs “Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek; on yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik; yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir” derken,

Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’de, eğitime verdiği önemi
Cehalet, yenilmesi gereken en büyük düşmanımdır” sözleriyle dile getirmiş, öğretmenlere de “Muallimler, yeni nesil sizlerin eseri olacaktır” diye ayrı bir sorumluluk yüklemişti.


Peki ya, eğitim kalitesi bu kadar düştü ise bütün suç öğretmenlerin mi?

Asla!

Burada bizi yönetenlerin de sorumlulukları var...


Kim ne derse desin, yıllardan beri bu ülkede Milli Eğitim Politikaları ile oynanıyor!
İktidara gelen her hükümetin Milli Eğitim Bakanı, kendisinden emin (!) bir şekilde yeni bir sistemi devreye sokuyor.


Konfiçyus’un dediği gibi yüzyıl sonrasının insan profilini düzeltmeyi (!) hedefliyor...

 

İşte bu yüzden eğitimli toplum özlemimiz, her seferinde yüzyıl sonrasına öteleniyor!
Bütün bunların sonucu olarak, eğitimsiz ve cahil bir toplum olarak yaşamaya mahkum ediliyoruz.


Şimdi sormak istiyorum;

Eğitim sisteminde yapılan değişiklikler kime hizmet ediyor?
Bu cahillik kimin? işine yarıyor...

 

Siz biliyor musunuz?
 

 

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Oğuz Uçar yazıları

Çok okunanlar
Reklam
sanalbasin.com üyesidir