Umut ışığının parladığı Umutkent Mahallesi

Direnişin simgesi, bir yeniden doğuş hikayesi, depremden sonra adalara bölünmüş bir mahalle mücadelesi. Aşurelerin kazanlarda kaynadığı, milli bayramlarda mahalle sakinlerinin tek yürek olduğu, hayata umutlu bakan, nezih insanların yaşadığı Umutkent Mahallesi’ndeyiz bu hafta…

Umut ışığının parladığı Umutkent Mahallesi
A- A+ Paylaş
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit

1999 depreminde evleri yıkılan insanların tekrar yaşam alanı oluşturduğu mahalle Umutkent Mahallesi, Kalıcı Konutlar adı altında oluşturulmuş. 2-3 katlı bahçeli evlerin oluşturduğu bu mahalle adalar olarak bölünmüş. Bolu Merkez’e uzak olsa bile mahalle sakinleri hiçbir aktiviteden uzak kalmamış. Milli değerlere önem veren, aşure günlerinde kazanlarda aşure kaynatılan, umut ışığı sönmemiş mahallede nezih sakinler ile yaşamaya devam ediyor. Güçlü mahallenin güçlü muhtarı Nuray Akmaz’da yaklaşık 2 bin 300 nüfuslu mahallenin umut ışığı olmaya devam ediyor. Umutkent Mahallesi Muhtarı Nuray Akmaz mahallesini şöyle anlatıyor; 

HEM SINAVA HAZIRLANDIM HEM DE SEÇİMLERE

“13 senelik özel sektör tecrübemden sonra muhtar olmaya karar verdim. 2019’da 2 üniversite mezunu olarak, hem mali müşavirlik sınavına hazırlandım hem de seçime hazırlandım. Eşimin desteği ile aday olmuştum. Hep benim önümü açtı. İnsanlar kendi işinden ödün vermeden de çalışabilir. Bir tarafı bırakmak zorunda değil. Ben sınavlara hazırlanırken mahallemizin takdiri ile muhtar oldum. Teşekkür ediyorum komşularıma. Bu şekilde bir yola çıktık. İyi ki varlar.

HİZMET ALMAKTA SIKINTI ÇEKİYORUZ 

Umutkent Mahallesi 2001 yılında 1999 depreminden sonra kurulan bir mahalle. Kalıcı Konutlar olarak kurulmuş. Yaşamkent ve Umutkent olarak isim almış. Bu mahalleler kurulurken burada doğalgaz yokmuş. Kömür varmış. Ada ada kurulmuş bizim mahalleler. Site olarak geçiyor. Kömürden sonra doğalgaza geçince apartmanlarda yönetici sıkıntısı olmaya başlamış. Mahallemiz bahçeli bir mahalle. Temizlik sıkıntıları oluyor. Ada ada oluşsa da bahçe çok fazla var. Bir süre sonra yönetici kavramı yok olmuş. Bu nedenle de hizmet almakta sıkıntı çekiyoruz. Belediye temizlenecek bahçeleri özel mülk olarak gördüğü için her mülke hizmet vermesi mümkün olmuyor. Ama insanlar bunu bilmeyerek geldi. Kimisi evini kiraya verdi. Kimisi sattı. Depremden sonra oluşan bir yer burası. Bu insanlar deprem geçirdi. Geldiğimizde belediye başkanımız ile konuştuk. Adaların için köstebek yuvası gibiydi. Altyapı, üstyapı sorunu var. Ama belediye ile konuştuğumuz zaman özel mülk olduğu için çok fazla prosedür gerektiriyor. Ama biz yapabileceğimiz bir şey varsa yapalım diyerek yola çıktık. Su patlaklarından başladık. Taşları onardık. Vatandaşlar özel olarak istemedi burası site olsun diye. Depremden sonra mecbur gelip yerleştiler. Kamelyalar var orta yerde. Kırıktı. Onarım işlemlerini yaptırdık. Çocuk parkları sıkıntılıydı. Onları yaptırdık. Her bloğun önünde 1 tane park var burada. Mahallemiz çok nezih. 4 mevsimin yaşandığı en güzel mahallelerden biri. Her mevsim ayrı güzeldir. Mahallemi çok seviyorum. Mahalle sakinlerine yapamayacağım şeyin sözünü vermedim. Söz verdiğim her şeyi fazlasıyla yaptığımı düşünüyorum. Ama bu mahallenin desteği ile olacak bir şey bu. 

BU TARAF BAZI ŞEYLERDEN MAHRUM KALDI

Ben 2019’da muhtar olduktan sonra 1 sene sadece sitelerin, parkların, bahçelerin sorunlarını çözmeye çalıştık. Bu taraflar mahrum kalmış bazı şeylerden. Herkes kendince çözüm bulmaya çalışmış ama bir süreden sonra tıkanmış. Olmamış. Bizim esnafımız çok yok. Cami büfe ve kafe var. Şuan da kafenin olduğu binanın altı eskiden su topluyordu. Her yere şikayet ettik. Kapıları kilitledik. Kapıları kırdılar. Sonrasında başkan bey ile görüştük. Biraz gecikse bile güzel bir bina haline geldi. Üst katın kafe olmasına karar verildi. Alt katın deprem müzesi ve etüt merkezi olmasını sağladık. Deprem müzesi hep olsun sonuç olarak hayatın gerçeği. Şuan ki sosyal tesisin olduğu yer deprem müzesiydi. Ben muhtar olduktan sonra kimsenin sosyalleşme imkanı olmadığını gördüm. Benim en büyük isteğim, mahallenin sosyalleşmesiydi. Sonra o bina boşaltılınca sosyal tesis oldu. Ücretsiz kutlamalar yapılır diye düşündük. Çok büyük bir alan değil ama bize yetiyor. Sonrasında asıl ihtiyacımızın kadınlara kurs verilebilecek bir yerin olmasıydı. Aynı zamanda etüt merkezine çocukların yönelmesiydi. Çocuklar sıcak ortamda ders çalışsınlar, öğrensinler, kadınlarda kurslarda kendileri geliştirip, sosyalleşsinler istedik. Deprem müzesinde de fotoğraflar hala duruyor. Resmi açılış olmadı henüz ama fotoğraflar sergileniyor.  Deprem müzesi yaparken simülasyon odası yapıp o acıyı vatandaşlara tekrar hatırlatmanın bir anlamı yok. Ben 1999 depremini kötü yaşadım. Hala tedirgin olurum hala izleri vardır bende. Bizim mahallenin evleri depremden sonra yapılmış, yönetmeliğe uygun en güçlü evlerindendir. Çoğu küçük sarsıntı bile hissedilmiyor. Çoğu evlerimiz 2 ya da 3 katlı. Tabii AFAD bütün Bolu genelinde eğitimlerini vermeli. Eğitimler devam etmeli. Bu mahalle ve çevresindeki birkaç mahallede hatlar çekmiyor. Valimize de bu sorunu söyledik. Hiçbir telefon hattı çekmiyor. Bu bölgede bir vericiye ihtiyaç var. Bu ihtiyaç sadece mahalle çapında değil genel çaplı. Ben bunları bildirmekle yükümlüyüm. Bu yapılaşmanın fazla olması sebebiyle oluşan bir sorun olabilir. 

BURAYA SİTE DEĞİL MAHALLE GÖZÜ İLE BAKILMALI

Mahallede sorun bitmez. İlde de sorun bitmez. Yaşıyoruz. Bizim istediğimiz buralara site olarak değil de mahalle gözü ile bakılmalı. Burası başlı başına bir mahalle. Mahallemiz Kılıçarslan ve Borazanlar mezarlığına bakıyor. Mezarlığa ihtiyacımız var. Defin olacağı zaman bizim mahalleleri reddediyorlar. Öldükten sonra yakın ya da uzak olmasının önemi yok belki ama vatandaşların da hakkı. Yıllardır yanlarında oldukları insanları da öldükten sonra da yakınlarında görmek istiyorlar. Bizim mahallede çok fazla ölüm olmuyor ama hepimiz bir gün öleceğiz. Bunun mücadelesini yıllardır verdik. Mahalle adı olsun ya da olmasın ama vatandaş öldükten sonra ailesi yanına gelebilsin diye yakın yere defnedilmek istiyor. Çözüm bulunması gerek. Belediye biz bir yer gösterdi ama 3 senedir Tapu Tescil Kaydı yapılmadı. Başkan bey çalışmalara devam edildiğini söyledi ama biz de bir yer gösterilmesini istiyoruz. Benim vasiyetim yakınlarda bir yere defnedilmektir. Marta kadar bu sorunun çözüleceğini umut ediyorum. İnsanlar sahipsiz bırakılmamalı.”

23 NİSAN KUTLAMASINA HERKES DESTEK VERDİ

Biz pandemide vatandaşlara erzak götürdük. Çıkamayanlara kırtasiye yardımı yaptık. Uzaktan eğitimde öğrencilerin ödevlerini muhtarlık binasında çıktı alıp evlerine kadar götürdüm. Kapı kapı dolaşıp maske dağıttık. Yeter ki sağlıklı olunsun dedik. Vefat haberi gelince hepimiz çok üzüldük. Hem kendi çocuğuma hem de başkalarının çocuklarına koşamaya çalıştım. Bizim telefonlarımız 7/24 açık. Hep mahalle halkı olarak birbirimizde destek olduk. Komşular birbirini tanımıyordu. Şimdi hepsi kaynaştı. Mahalle birbirine kenetlendi 2020 yılında. Komşularımla gurur duydum. Çok güzel insanlar bu mahallenin insanları. Pandemiden çıkınca etkinlikler yapmak istedik. Birbirlerinden kopsun istemedik. Kapanmadan sonra ilk bayram 23 Nisan’dı. “Kutlama yapacağız. Var mısınız?” dedim. Herkes destek verdi. Çok güzel bir kutlama oldu. Sonrasında bu kutlama geleneksel hale geldi bizim mahallede. Her sene mahallece bayram kutluyoruz. Her yerde de bu olsun istiyorum. Cumhuriyetin 100. Yılına özel yürüyüş yaptık mahallede. Çok fazla katılım oldu. Aşure günü yaptık. Çok güzel destekler geliyor. Aşure pişiyor biz mahalle sakinleri ile birlikte yiyoruz. Bizim için çok özeldir. Aşure de gelenekselleşti. 

KURSİYERLER GAZZE’YE KIYAFET DİKİYOR

Sosyal tesisi açtıktan sonra pandemi sonrasında Bolu Bağışçılar Vakfı’nın desteğiyle burada bebek örme kursu açtırdık. İlk kursumuzdu. Sonrasında sepet örme kursu açıldı. Bu kurs 2 sene sürdü. Sonra tekstile geçtik. Şuan her şey pahalı  biz de dikiş kursu açtırdık. Halk eğitimin desteği ile bu kurs da 2 yıldır devam ediyor. Bu kurslardan sertifika alan 3 kursiyerimiz farklı yerlerde farklı mahallelerde halk eğitim bünyesine eğitim veriyor. Kendileriyle ne kadar gurur duysalar az. Sosyalleşmek çok önemli. Ben de bunu başarabildiğim için çok mutluyum. Yapamayacağım hiçbir şeyin sözünü vermedim bunca zamandır. Deprem zamanı kursiyerlerimiz deprem bölgesine kıyafet diktiler. Eşleri de alıp bu eşyaları gönderdiler. Biz de Hatay’a araba gönderdik. Şimdi de Gazze’ye kıyafet dikiyorlar. Geçtiğimiz haftalarda da Bursa’ya gezmeye gittik. Ben sadece aracıyım. Aslında kendi başarıları. Hiçbir zaman da beni yarı yolda bırakmadılar. Mahalle sakinleri ile hep işbirliği içerisinde olduk. Önümüzdeki dönemde de nasipse bu çalışmalara devam edeceğiz.

ÇOCUKLAR SPOR YAPMALI

Biz burada gençlik merkezi olmasını çok istedik. Çocuklar hep Karaçayır’a gidiyordu. Buradan 2 vesait.  Servis aracı ile toplu taşıma önerisi geldi ama her çocuğun saati uymadığı için kabul etmedik. Burada da alanımız yok. Yakın yere Gençlik Kompleksi yapılsın istedik. Defalarca yetkililerle konuştuk. Şuan Yaşamkent’te Gençlik Spor Merkezi yapılıyor. 1000 kapasiteli. Çok güzel oldu. Açılışı ne zaman olacak bilmiyorum. Çocukların spor yapması çok önemli.

BURAYA YAPILAN DUVAR ÇİN SEDDİ’NE BENZEDİ

Kafe projesinin devamı olarak buraya yapılan beton duvarlar hakkında hiç fark edilmez dediler ama yapıldığı zaman Çin Seddi’ne benzedi. Alpağut Mahallesi’ndeki parkın kaldırılacağını duydum. Başkan Yardımcısı’nı aradım. “Park kaldırılıyor neden bu duvarlar kaldırılamıyor?” diye sordum. Taşımak için fiziki olarak uygun olmayacağını söylediler. Parkın Evlendirme Ormanı’nın oraya koyulacağını öğrendim. O orman çok bakımsızdı ben muhtar olduğumda. Biz ormanı düzelttirdik. Ama parkın oraya koyulacağını bilmiyorduk. Zaten parkla ilgili sosyal medyada sıkıntı çıkmış hiçbir istişare yapılmadan da park buraya gelirse daha çok sıkıntı olacaktı. Ben her şeyi mahalle halkı için istedim. Hiçbir zaman bireysel isteğim doğrultusunda hareket etmedim. O parkta kaza yapan kızımızı da ziyaret ettim. Oradaki park ve evlere ve yola yakındı. Herkes arayıp sordu “Bu olayın iç boyutu ne? Dedi. İstemediğimizi mahalle halkı olarak dile getirdik. Ama bize cevap gelmemesine rağmen biz kötü duruma düştük. Bir sabah parkın kurulduğuna dair telefon geldi. Gittim. Hiç kimseye de laf etmedim. Sadece “Neden burası?” diye sordum. Park, 14’ün oradan Alpağut’a gelmiş. Oradan da buraya geliyor. Mahalle halkı o gün yağmurun altında bekledi. İstemediklerini belirttiler. Açıklama istedik. Açıklama da yapılmadı. Ben elimden geleni yaptım. Park kurulduktan sonra zararlı, hasarlı yerleri tespit ettik. Gerekli önlemlerin alınmasını sağladık. Şuan bir sıkıntı yok. Umarım ileriki zamanlarda da olmaz. Ama keşke öncesinde istişare yapılsaydı çok daha iyi olurdu. 

 

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Manşet Haberler

Çok okunanlar
Reklam
sanalbasin.com üyesidir