Tüketim ithalatındaki yüksek artış eğiliminin döviz kurundaki artışa rağmen sürdüğüne dikkat çeken Ateş, şöyle konuştu: “Hükümetin kredi büyümesinin düşürüleceği söylemleri ve kredi faiz oranlarında yükseliş geçtiğimiz ay öne çıkmıştı. Buna rağmen eylülde tüketim malı ithalatı toplam ithalattan %14 pay aldı. Yılın ilk dokuz ayında yapılan tüketim malı ithalatı, 34,1 milyar dolar seviyesine ulaşarak geçen yılın aynı dönemine göre %60,7 arttı. Burada dayanıklı tüketim malları ve binek otomobil ithalatındaki artış öne çıkıyor. İthalatımızdaki bu kompozisyon sıkıntılı ve süren enflasyon korkusunu ortaya koyuyor. Yükselen taşıt kredilerine rağmen otomobil alımı sürüyor. Tüketim ve ithalat hız kesmiyor, dolayısıyla enflasyonda yeni rekor seviyeler yakın.”
Hükümetin yalnızca kredileri kısarak enflasyonla mücadele edemeyeceğini belirten Ateş, şöyle konuştu: “Üretim açısından önem taşıyan ve ithalatımızın çok büyük kısmını oluşturan ara malı ithalatındaki gerileme dikkat çekiyor. Ara malı ithalatı eylül ayında geçen yılın aynı ayına oranla %23,6 gerileyerek 19,7 milyar dolar oldu. Döviz kurundaki artış belli ki üretim tarafında etkili oldu ama tüketimde caydırıcı olmadı. Öyle ki tüketim malı ithalatındaki tutar, yeni yatırımlara işaret eden sermaye (yatırım) malı ithalatı tutarına yaklaştı. Eylülde 4,1 milyar dolarlık yatırım malı ithal eden Türkiye, aynı ayda 3,7 milyar dolar tüketim malı ithalatı gerçekleştirdi.”
CARİ AÇIKTA FATURA ARTIYOR
Ateş, hükümetin daha önce hızlı kredi genişlemesi üzerinden özel tüketimin katkısıyla büyümeyi hedeflediği ekonomi politikasında son olarak iç talebi baskılamaya dönük çabaların öne çıktığını belirtti. Tüketim malları üzerinden artmayı sürdüren ithalat faturasının cari açık üzerinde yarattığı baskıya da değinen CHP’li Ateş, ekonomide öncelikle fiyat istikrarının sağlanmasının, orta ve uzun vadede de yüksek teknoloji hedefiyle yeni bir sanayi politikasına geçişe duyulan ihtiyacın önemini vurguladı.