İYİ Parti İl Başkanı Ahmet Örnekbaş, 12 Kasım depreminin 20. Yıl dönümü dolayısıyla yayınladığı mesajda şu ifadelere yer verdi; “12 Kasım 1999 yılında saatler 18.57’yi gösterdiğinde henüz 17 Ağustos Marmara depreminin üzerinde 87 gün geçmişken kapımızı çalan ve yaklaşık 30 saniye süren ve şiddetiyle Düzce’yi neredeyse haritadan silip, Bolumuzda inanılmaz bir yıkıma yol açan deprem felaketinin üzerinden tam 20 yıl geçmiştir. O gün can ve mal kaybı ile sarsılan insanımız, deprem gerçeği ile çok acı ve sert bir şekilde yüz yüze gelmek durumunda kalmıştır. Yaşanan acı karşısında bu aziz millet birlik ruhunu göstermiş, mağdur olan evsiz kalan insanımıza devlet eli uzanmış, memleketin dört bir yanından insanımız coğrafya, dil, mezhep, din ayrımı gözetmeksizin yardım elini uzatmış, deprem acısıyla malını ve canını kaybeden vatandaşımızın yaraları bu yolla sarılmıştır. Bu aziz millet her zorluk karşısında olduğu gibi yaşadığı felaket durumuna karşı bir olmuş, birlik olmuştur. Kurtuluş Savaşı’nda bu ülke topraklarında varlık bulan ruh ve iman aynı şartlar içerisinde yine meydana gelmiş, ülkedeki vatandaşımız bu felakette kucaklaşarak, bu acının azalması, bu yaranın kapanması için birbirine sarılmıştır.
YAPI ULAŞIM PROJELERİNDE BU GÜNE KADAR GEREKLİ HASSASİYETLER GÖSTERİLMİŞ MİDİR?
Elbette 17 Ağustos’ta 12 Kasım depremi de unutulmaması gereken, daima hatırlanması gereken bir durumu açıkça bize göstermektedir. Bu iki tarih bu memleketin yaşadığı acıyı hatırlamak ve bu acıyla tazelenmek için birer yıl dönümü olmasının dışında anlamlar taşımaktadır. 12 Kasım 1999 depremini anmak yetmez, bu felaketi doğru anlamak gerekir! Bu güne kadar yaşadığımız depremler bize bu gerçekle yaşamayı öğretmiş midir? Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde konumlanan ilimizde bu güne kadar hayata geçen ve geçmek üzere planlanmış yapı ulaşım projelerinde bu güne kadar gerekli hassasiyetler gösterilmiş midir? Özellikle şehrin imarını planlayan yerel yönetimlerimize ve vatandaşımıza hizmet vermek amacıyla kurulan kamu binalarımızda bu hassasiyetlerin yeterli ölçüde gösterilmesi ve olası bir felaket karşısında en az zararla çıkabilir halde olunması gerekmektedir. Yeni yerleşim alanlarında kurulan binalarda mutlaka bu hassasiyet gösterilmeli ve deprem yönetmeliğine uygun şekilde tedbirler alınarak projeler hayata geçirilmelidir. Bizler bu ülkenin yaşam kalitesini düşünen ve insanımızın can ve mal güvenliğini korumak zorunluluğunu taşıyan siyasiler olarak parti ve siyasal yön ayırt etmeksizin ilimizin inşasında bu kriterleri her daim gözetmek mecburiyetindeyiz. İYİ Parti olarak bizler insanımızın İYİ ve güvenli bir yaşama sahip olabilmesi için yapılan her türlü işin takipçisi olduğumuzu bir kere daha hatırlatmak isteriz. 12 Kasım 1999 depreminin 20. Yılında kaybettiğimiz insanlara Yüce Allah’tan rahmet, geride kalanlara baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Yüce Allah bu ülkeye bir daha böyle bir acı yaşatmasın.