
Kolaylı açıklamasında, “1908 yılında sansüre karşı verilen direnişle kazanılan haklar, bugün çeşitli yasal düzenlemelerle tekrar baskı altına alınmış durumda. Sansür; tutuklamalarla, haber yasaklarıyla, ekran karartmalarıyla ve medya kuruluşlarına uygulanan boykotlarla yeniden hayatımızda” dedi.
Gazetecilerin düşüncelerini ifade ettikleri, haber yaptıkları için gözaltına alınıp cezalandırıldığını vurgulayan Kolaylı, bu durumun yalnızca mesleğe değil, kamuoyunun doğru bilgi alma hakkına da zarar verdiğini söyledi.
Kolaylı, basın özgürlüğünün tam anlamıyla sağlanabilmesi için Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Yasası’nda yer alan, özgürlükleri kısıtlayıcı maddelerin yeniden düzenlenmesi gerektiğine dikkat çekti.
“Dileğimiz; gazetecilerin özgürce yazabildiği, ekranların karartılmadığı, haberin engellenmediği bir Türkiye” diyen Kolaylı, 24 Temmuz’un bu nedenle Basın Bayramı değil, Basın Dayanışma Günü olarak anılması gerektiğini belirtti.