
Facianın yaşandığı günden bu yana süreci yakından takip ettiklerini vurgulayan Dervişoğlu, Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz’un da hem Meclis’te kurulan komisyonda görev aldığını hem de davayı yerinde izlediğini söyledi.
Turizm Bakanlığı yetkilileri hakkında soruşturma izni verilmemesini eleştiren Dervişoğlu, yargılamanın şeffaf yürütülmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Bu dava sadece kayıplarımızın ailelerine değil, ülkeye de adaletin tesisi açısından güven vermelidir. Çıkacak karar benzer faciaların önüne geçmelidir” ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu'nun konuşmasının tamamı şöyle:
"Facianın yaşandığı günden itibaren sürecin takipçisiyiz. Tüm müştekilerin acılarını bir kez daha paylaşıyor, hayatını kaybeden vatandaşlarımız için Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde konunun her zaman takipçisi olduk. Konuyla ilgili kurulan komisyonda görevli olan Çanakkale Milletvekilimiz Sayın Rıdvan Uz’u, hem süreç boyunca yürütülen çalışmalarda hem de bu davanın takibi noktasında görevlendirdik. Kendisi de üzerine düşen tüm sorumlulukları layıkıyla yerine getiriyor. Huzurlarınızda Rıdvan Bey’e teşekkür ediyorum.
Bu, bir ihmaller zincirinden kaynaklanan bir faciadır. Dolayısıyla çok yönlü ele alınması gereken bir konudur. Olayın bir tarafında İl Özel İdaresi, bir tarafında belediye, diğer taraflarında ise Çalışma ve Turizm bakanlıkları yer almaktadır. Hem duruşma sürecinden hem de verilen ifadelerden anlaşıldığı üzere, ciddi şekilde yerine getirilmemiş sorumluluklarla karşı karşıyayız. Hatta "yerine getirilmemiş sorumluluklar" demek bile hafif kalır; ortada büyük bir sorumsuzluk vardır.
Bugün burada birçok kişi yargılanıyor. Ancak gerek raporlar gerekse tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere, Turizm Bakanlığı yetkilileri hakkında soruşturma izni verilmediği için bu kişiler adalet önüne çıkarılamamıştır. Bu yargılamanın son derece şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerekir. Mahkeme sonucunda verilecek karar, sadece kayıplarımızın ailelerini bir nebze olsun ferahlatmakla kalmamalı, aynı zamanda benzer olayların bir daha yaşanmaması adına da caydırıcı nitelikte olmalıdır.
Bugün görülen bu dava, Türkiye açısından tarihi bir kırılma noktasıdır. Buradan çıkacak karar, sadece geçmişin değil, geleceğin de teminatı olmalıdır. Geçmişte acılarını paylaştığımız insanların bugün de yanlarında olduğumuzu göstermek ve onlarla dayanışmamızı sürdürmek için buradayız. Dilerim ki çıkacak karar, Kartalkaya’da hayatını kaybeden vatandaşlarımızın ailelerinin gönüllerini ferahlatır ve benzer olayların yaşanmasının önüne geçer. Sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız."