RÖPORTAJ: NİLÜFER ERTEM ÖZKAN
Bakanlık Müfettişliği yaptıktan sonra Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in Özel Kaleminde Bakan Tekin’le birebir çalışan ve uzun yıllar ders kitapları, yardımcı kaynak kitaplar ve görevde yükselme sınavları kaynak kitapları yazarlığı yapan Öncü; hem mevzuata, hem öğretmenlik mesleğine hâkimiyetiyle dikkat çekerken, bu özellikleriyle ilimiz bürokratları içinde öne çıkmayı başardı.
BOLU AŞIĞIYIZ
Bolu Gazeteciler Cemiyeti 29 Ekim Bayram Özel Sayısı için ziyaret ettiğimiz Bolu Milli Eğitim Müdürü Fatih Öncü, her konuğunu kapıda karşılayıp kapıda uğurluyor. Müdür Öncü, özel randevu gerektirmeden görüşmek isteyen herkese kapısını açık tutan, her fırsatta okulları gezen ve öğretmenlerle sohbet edip cep telefonu numarasını veren, mesai mefhumu olmadan akşam 22.00-23.00’lere kadar çalışan, her yazıyı tek tek titizlikle okuyup gerektiğinde düzelten bir amir. Bu nedenle vakit ayıramayacağı kaygısıyla ailesini Ankara’da bırakmış. Neyse ki Ankara’da yaşadığı zamanlarda hafta sonları fırsat buldukça “bir nefes almak için” geldikleri Bolu, Müdür Öncü için zaten ikinci adres gibi olduğundan yabancılık çekmemiş. Bu kadarla da kalmıyor üstelik, Fatih Öncü Bolu’ya olan sevgisini “Bizimki sevgi değil, Bolu aşığıyız” sözleriyle vurguluyor.
ALMANYA – MERSİN
SULAR AKAR TERSİN
Genç Müdür Fatih Öncü, Almanya’da dünyaya gelmiş ve ilkokulu orada tamamlamış. Almanya’nın yüzmeyi daha anaokulunda öğreten, sanat dallarına önem veren, uygulama temelli ve süreç değerlendirmeye yönelik eğitimi Öncü’nün eğitime bakışına ışık tutmuş olsa da, yurtdışı meraklılarından olmamış hiç. “Almanya’yı özlemiyorum, yurtdışı görevlere talip olmadım. Almanya ne verirse versin, orası sizin ait olduğunuz yer değil, hep öteleniyorsunuz, ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyorsunuz. Babam o yılların şartlarında mecburen Almanya’da çalışmaya devam etti, biz döndük. Bu kez de gurbetçi çocuğu olarak öz yurdumda garip hissettim kendimi, öyle bir mahsunluk” sözleriyle tarif ediyor arafta kalmayı.
İşte bu nedenle, 1985 yılında Mersin’de kutlanan Cumhuriyet Bayramı’nı çok farklı hislerle hatırlıyor Fatih Öncü. Kent Meydanı’nda okunan şiirler hafızasında, tören geçişi gözlerinin önünde. Ulusal bayramlara uzak büyüyen Fatih Öncü için Cumhuriyet Bayramı vatana dönüşün adıdır, 29 Ekim vatan topraklarında bambaşka kutlanır.
AKADEMİK BAŞARIDA HEDEFİMİZ İLK 20
İl Milli Eğitim Müdürü Öncü’nün konuşurken gözleri parlıyor, hedeflerini anlatırken heyecanına çevresindekileri de ortak ediyor:
“Bolu yeşil, butik, düzenli şehirleşmesi olan medeni bir kent. Okullarımız donanımlı, bahçelerimiz geniş. İzzet Baysal şehre damgasını vurmuş, İzzet Baysal Vakfı eğitim alanında en büyük destekçimiz her zaman. Yine Bağışçılar Vakfı ile eğitim koçluğu üzerinde çalışıyoruz, eğitim koçluğu modelini uygulayan illerden biri olmak istiyoruz. Bu sistemde gönüllü ve eğitim almış nitelikli eğitim koçları öğrenciye dokunacak, aile ziyaretleriyle, haftalık kazanım takipleriyle akademik başarıya katkı sağlayacak. Bolu için ilk 20’nin içinde olmak istiyoruz.
EĞİTİMDE SANAT VE SPORU ÖNEMSİYORUZ
Bolu Milli Eğitim Müdürü Fatih Öncü, kaybettiğimiz değerleri yeniden kazanmayı hedefliyor. “Maarif modeliyle eğitim programlarının hafiflediğini” belirten Öncü, öğrencilerin kişisel yetenekleri doğrultusunda yönlendirilmeleri için çalıştıklarını anlatıyor:
“Sanat ve sporla uğraşan öğrencilerin akademik alanda daha başarılı oldukları gerçeğinden hareketle, okullarımızda sanat ve spor eğitimlerini yaygınlaştırmak istiyoruz. Bolu’da ziyaret ettiğim ilk okul, Güzel Sanatlar Lisesi oldu. Güzel Sanatlar Müzik ve Resim Ortaokulu açmak için çalışacağız. Her okulda müzik sınıfları olmasını hedefliyoruz. Gençlik Spor Müdürlüğümüzle istişaredeyiz, çok iyi çalışıyorlar, ilimizde spor olanakları geniş, yetenek taramaları yaparak öğrencilerimizi yetenekleri doğrultusunda spor dallarına yönlendiriyoruz. El becerisi olan öğrencilerimiz Mesleki Teknik Eğitime, aşçılık becerisi olan Aşçılık okullarımıza gitsin. Otel yöneticileriyle bu alandaki okullarımızın yöneticilerini bir araya getirip iş garantili staj eğitimleriyle çocuklarımıza meslek kazandırmak istiyoruz. Tüm bu çalışmaların sonunda sanat okullarına, mesleki okullarına yönlenecek öğrencilerimiz ve akademik liselerin yükü azalınca, sınıf mevcutları düşünce oradaki başarı da artacak.
KENDİME İKİ YIL VERDİM
Yaygın bürokrat eğiliminin aksi bir profil çizen Fatih Öncü’nün gözü kara:
“Bolu için kendime iki yıl verdim. Bu iki yılın sonunda tüm bu hedefleri gerçekleştirmek olmak arzusundayım. Bunu yapamazsam da bırakıp gitmem gerek. Koltuk heveslisi değilim, yapamazsam giderim.”
Müfettiş yönüyle mevzuata, öğretmen yönüyle Türkçe’ye, imla ve anlatıma önem veren Öncü, göreve geldiği ilk hafta kendisine gelen 120 yazıdan 100’ünü geri çevirdiğini tebessümle anlatıyor:
“Dilimiz, bayrağımız. Türkçe benim hassasiyetim. Başka bir kurumdan çıkan yazılar hatalı olabilir ama Milli Eğitim’in dil ve anlatımda hata yapma lüksü yok. Sağ olsunlar, arkadaşlar da hassasiyet gösteriyor, artık geri çevirdiğimiz yazı yok denecek kadar azaldı.”
VARLIĞIMIZ ÖĞRETMENE, EKMEĞİMİZ ÖĞRENCİYE BORÇTUR
Mesleğin etik değerleri konusunun altını çizen Müdür Öncü:
“Müfettişlik yıllarımda ülkemizi gezerken en çok duyduğum şikâyet, bürokratların olumsuz tavırları olurdu. Öğretmenlerimiz müdürlerinin mobbinglerinden yakınırdı. Bunları duydukça, gördükçe nasıl olmamak gerektiğini fark ediyorsunuz. Varlığımızı öğretmene, ekmeğimizi öğrenciye borç bilirim. İnsana insan olduğu için değer esastır. Gönlümüz öğretmenimizden yanadır, kalbimiz öğrencimiz için atar.”
KIZLAR BABALARININ ZAYIF YANLARIDIR
Bolu Milli Eğitim Müdürü Fatih Öncü’nün eş, baba, veli kimliklerini öğrenmek istiyoruz:
“Bir kızım, bir oğlum var. Oğlum makine mühendisi, Eskişehir’de yaşıyor. Mesleğini seçerken yönlendirme yaptım ama veli olarak zorlamayı doğru bulmuyorum. Üniversite ziyaretleri yaptık, birlikte konuşup paylaştık ama kararı kendisi verdi. Aynı şekilde kızım da bu yıl liseyi bitirdi ve askeri okul sınavlarını kazandı, askeri pilotluk eğitimi alacaktı. Ancak eğitime başladığında zorlandı ve devam etmek istemedi, ısrarcı olmadık. Şimdi üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Çocuklarımla dayanışma içinde olurum ama müdahale etmem.”
Söz kızından açılınca bir yıldız geçiyor Fatih Öncü’nün gözlerinden:
“Kızlar babalarının zayıf yanlarıdır. Kızımla her zaman daha yakın ilişki içinde oldum.”
Eşi de öğretmen olan Fatih Öncü, fikirlerini söylese de evde son sözü hep eşine bıraktığını söylüyor:
“Eşimin meslektaşım olması aynı konularda konuşabilmeyi, ortak sevgilerde buluşabilmeyi sağladı. Ancak bunun zararını çocuklar çekti. Öğretmen anne-babaysanız çocuklarınızın törenlerinde, gösterilerinde kendi okulunuzda olursunuz, onların yanında olamazsınız.”
PLAY-OFF’SUZ ŞAMPİYONUZ
Karşımızda bu kadar pozitif bir İl Müdürü bulunca günlük hayatın içindeki Fatih Öncü’yü sormadan edemiyoruz:
“Kişisel gelişim kitapları okumayı seviyorum. Tarihe özel bir merakım var. Doğan Cüceloğlu çok önemsediğim bir yazardı, Yetişkin Çocuklar kitabı başucu kitaplarımdandır. İskender Pala’nın Şah İsmail Kitabı bende iz bırakanlardan. Teşkilat ve Gönül Dağı dizlerini izliyorum. Türkülerin hikâyelerini okumak hoşuma gider. Halk müziği dinlerim. Musa Eroğlu’nun Mihriban türküsünün yeri başkadır. Neşet Ertaş, Sümer Ezgü türküleri de gönlüme dokunur. Eskiden futbol oynardım, ayağımı incittikten sonra eskisi kadar oynayamıyorum. Voleybol sevdiğim spor dallarından. Boluspor’u bilirdim ama Bolulular için önemini burada daha iyi anladım, Boluspor’u takip ediyorum, bu sene play-off’a kalmadan şampiyonuz inşallah!”
Milli Eğitim Müdürlüğü’nden çıktığımızda gözümüzde gökyüzü daha mavi, kulağımızda çocuk sesleri daha neşeli. Umudumuz cebimizde, yürüyoruz Bolu sokaklarına doğru…
