BİLİM İNSANLARI 'NORMAL DOĞUM' DEDİ...ULUSLARARASI KORU GEBELİK, DOĞUM VE LOHUSALIK KONGRESİ BOLU'DA GERÇEKLEŞTİ

Gebelik, doğum ve lohusalık alanında uzman isimleri bir araya getiren Uluslararası Koru Gebelik Doğum ve Lohusalık Kongresi'nin 8.'si Bolu Koru Otel'de gerçekleştirildi. Kongreye ülkemizin tanınmış kadın doğum uzmanlarının yanı sıra 5 farklı ülkeden hekimler ve sağlık personelleri katıldı. Kongrede bilim insanları, normal doğumun önemine vurgu yaptı.

A- A+ Paylaş
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
Reklam

Doğasında Doğum Derneği tarafından Bolu Koru Otel’de gerçekleştirilen etkinliğe, kadın sağlığı ve perinatoloji alanında önemli çalışmalara imza atan Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner, Prof. Dr. Aydan Biri, Prof. Dr. Arda Lembet ve Prof. Dr. Hakan Timur gibi seçkin isimlerin yanı sıra 5 farklı ülkeden 250 doktor ve ebe katıldı. Uzmanlar, gebelik sürecinden doğuma, lohusalıktan postpartum psikolojiye kadar pek çok başlıkta güncel bilgi ve deneyimlerini paylaştı.

Kongre, multidisipliner yaklaşımı desteklemesinin yanı sıra, kadın sağlığına yönelik bilimsel farkındalığı artırmayı ve sağlık profesyonelleri arasında bilgi alışverişini güçlendirmeyi hedefledi.

“DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE KADININ İSTEĞİNE DAYALI SEZARYEN HAKKINA BİR MÜDAHALE ZATEN SÖZ KONUSU DA DEĞİLDİR”

Kongre sonrası açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Hakan Timur “Doğum hekimliği veya ebelik yani doğuma hizmet etmenin temel mantığında hepimizin ana çabası aslında bu süreçten inanılmaz kıymetli ve önemli olan bu süreçten hem gebelikteki verdiğimiz bakım hem de doğumda verdiğimiz hizmetle annenin ve bebeğin olabildiğince sağlıklı olarak dünyaya geldiğince ve doğum sürecini tamamlaması. Bu süreç buyken bunu en iyi yapabileceğiniz yolların deri dışı bırakılması, gereksiz ve zaten burada tartışılan şey gereği dahilindeki sezaryenler tartışılmıyor, gereği olmadığı halde yapılacak sezaryenin de aslında bebeğin haklarına bir noktada müdahale açısından belki de dikkate alınması gerektiği, gene gereği olmadan yapılan sezaryenin de belki de kadının hakları açısından dikkate alınması gereken bir başka boyutu da olması gerektiği hatırlanmalıdır. O yüzden elbetteki sağlık otoritesi sağlıkla ilgili bir kavram, bir konu, bir süreç, toplumun geleceğini ilgilendiren bir süreçte doğru kararları alma, bunu yayma, bunun için toplumu bilgilendirme sorumluluğunu zaten almak zorundadır. Burada tartışılan şey kadın bebeğine müdahale değildir. Burada tartışılan şey doğru bilginin aktarılmasıdır. Dünyanın hiçbir yerinde kadının isteğine dayalı sezaryen hakkına bir müdahale zaten söz konusu da değildir. Bakanlığın veya herhangi bir hekimin onu yapmayla ilgili bir çabası da söz konusu değildir. Tamamen konu mecranın dışında anlaşılmaktadır. Bebeğin haklarını koruyan, bakınız bugün dünden beri pediatristlerin ilk videoda da habersiz doğum, evet habersiz doğum bir sorundur bebek için, gereksiz müdahaleler bir sorundur bebek için, bakın sadece sezaryen değil doğumdaki gereksiz müdahaleler bile bebeğin sağlığını etkiliyor. Çünkü doğum sürecinin ana amacının bir bebek dünyaya getirmek olduğunu düşündüğümüzde onun en iyi şekilde dünyaya gelme hakkını zaten bütün sağlık personellerinin savunması gerekir. Bizden daha önce veya en az bizim kadar da annenin, ailenin ve toplumun savunucu olması gerekir. Burada kesinlikle bir müdahale konuşulmuyor. Gereksiz, fazladan yapılan işler konuşuluyor. Bunun çok iyi altını çizilirse herhalde hiç kimse bebeği için daha iyi olan bir süreçten vazgeçmeyecektir. Zaten bütün kongre boyunca tartıştığımız konu budur. Doğru, sağlıklı, şeffaf, sonuçlarıyla ve bilimsel dokümanate edilmiş bilginin tam olarak sunulması” şeklinde konuştu.

BU YIL 8’İNCİSİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

8 yıldır bu kongreyi gerçekleştirdiklerini belirten Prof. Dr. Aydan Biri ise yaptığı açıklamada “Biz de 8. Gebelik Doğum ve Lohusalık Kongresi'nde Prof. Dr. Hakan Timur hocamızla beraber enine boyuna tartıştık. Özellikle bilimsel verilere, son bilimsel kanıtlara dayanarak gerçekten normal doğumu teşvik etmenin, hatta yüksek riski gebelikler grubundaki bazı hastalarda bile normal doğuma geçilebileceği konusundaki tecrübelerimizi ve katılan arkadaşlarımızın görüşlerini aldık. Çok teşekkür ediyoruz. Hocam buyurun. Evet, çok güzel geçen bir paneldi. Değerli hocalarımın söylediği gibi, sezeryen doğum bir halk sağlığı problemidir. Ve bununla mücadele etmek için herhangi bir neden yoksa, uygun kondisyonlar varsa, lütfen sezeryen doğum yapılmaması ve normal doğumun tercih edilmesini biz meslektaşlarımızla birlikte konuştuk ve bilimsel verilerle bunun kanaatine vardık. Ben teşekkür ediyorum. Sezaryen doğum bir ameliyattır. Ve her ameliyatta olduğu gibi çeşitli komplikasyonları vardır. Tabi ki uygun zeminde, uygun indikasyon dediğimiz şartlarda sezaryen doğum annenin de bebeğin de hayatını kurtarır. Ama isteme bağlı sezaryen yapılması veya neden yokken sezaryen yapılması kabul edilebilir bir uygulama değil. Çünkü sezaryen ve sonrasında yapılacak olan sezaryenler halk sağlığını tehdit etmektedir” dedi.

“KONGRENİN TEMASI GEBELİK, DOĞUM VE LOHUSALIK”

Kongrenin temasının gebelik, doğum ve lohusalık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aydan Biri “Bu kongremizin teması doğum. Gebelik doğum ve lohusalık. Kadın sağlığı için, doğan ve gelecek sağlığı için ama daha çok kadın doğum alanında   olduğumuz alan doğum ve en az konuştuğumuz alan doğum olduğu için bunu bir tek başına hale getirdik. Tam 8 yıldır düzenliyoruz. Ve enine boyuna her şeyi konuşuyoruz. Şimdi de enine boyuna sizler yapan elinden çıkıyor değerli hocalarımızla. Doğumun iyileştirilmesinden, sağlık personelinin doğum süreçlerini bir ekip olarak eğitilmesinden birçok detayı konuştuğumuz bir kongre süreci oluyor. 4 gün boyunca devam ediyor. Ülkemizdeki durum, dünyadaki durum, doktorların, ebeveynlerin eğitimi birlikte ekip olması derken amacımız gerçekten doğumu olabildiğince doğal ve fizyolojik sürecini de desteklemek. Bunun anne ve çocuk sağlığı için en iyi olduğunu bilen sağlık personeli olarak bunu daha iyi topluma anlatma çabasını da bir noktada görev edinmiş bir dernek ve kongre misyonumuz var. Ve çok değerli arkadaşlarım Prof. Dr. Erdem Emmet, Prof. Dr. Deniz Sayıner ve Prof. Dr. Hakan Timur tam 8 yıldır beraberiz değil mi? Bütün kongrelerde, başından itibaren. Çok değerli akademisyen arkadaşlarımla birlikte yaşlandık. Bu konu bizim için son derece kıymetli. Çünkü biz kadın sağlığına ve geleceğe soyunmuş bir meslek grubuyuz. O bakımdan yaptığımız işin farkındayız, kıymetini biliyoruz ve öneminin çok daha iyi anlatılması gerektiğini de düşünüyoruz. Ve ülkemizde biliyorsunuz siz de özellikle bu sene çok da pankartlar noktasında da gündeme geldi. Çok aşırı müdahaleyi konuşuyoruz artık doğumda. Bunların gerekli olup olmadığını konuşuyoruz. Ve en son panelimizde Sezeryan da, isterseniz diğer hocalarım da konuşsun. Neleri fazla yapıyoruz, neleri iyi yapıyoruz, neler ne kadar gerekli. Biz de kendi aramızda tartışıyoruz. Ama sanıyorum bizim dışımıza toplumun ve kadınların da çok çok iyi eğitilmesi gereken bir süreci beraberinde getiriyor. Çünkü biz tek başına hekimler olarak doğruyu bilmemizin ya da ebeler olarak doğruyu bilmemizin doğru işler yapmamıza çok da yol açmadığını da görüyoruz bir yandan. O bakımdan herhalde kitlesel hareket edeceğiz. Şu anda siz de basın sorumluluğuyla bunu yapacaksınız diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı. 

“Futbol maçında kanserde hayat kurtarır diye bir pankartla çıkmak ne kadar normalse işte doğumun da normalleşmesi gerektiği konusuna dikkat çekmekte aslında bir bahis ya da tartışılması gereken bir konu olmaması gerekir” diyerek, normal doğumun sosyal hayatta olması gereken yere vurgu yapan yapan Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Gebelik Doğum ve Loğusalık Kongresi'nin ilk ikisini Ankara'da yapmıştık ve sekizincisini de Bolu'da yapmanın gururunu yaşıyoruz. Gerçekten ülkemizde gebelik doğum ve loğusalık süreçlerini anlatan, bu konuyu tartışan ve bu konuda kongre düzenleyen tek kurumsal STK olarak da doğum derneği olarak gurur duyuyoruz. Çünkü bu süreçleri çok uzun zamandır ele alan ve bunu kongre boyutuna taşıyan galiba dünyada da örneği olmayan tek STK'yız. Bu STK'nın en önemli özelliği doğum derneğinin en önemli özelliği doğumu konu olan her kesim kapsaması. Yani sadece kadın doğum hekimleri değil, sadece ebeleri değil, aynı zamanda aileleri kapsıyor. Kadınlar var içerisinde, anneler var ve sanıyorum ki doğum derneği 10 yaşına yaklaşıyor elimizdeki 10. yaşını kutlayacak. Yani o yılda doğan bebekler artık 10 yaşına geliyor ve bundan sonraki kongrelerde belki onlar da bizim konumuz olacaklar. Gerçekten doğum derneği ile beraber büyüyen çocuklar var. Biz bu derneği kurma amacımız aslında o pankartla beraber tartışılan konuların gündeme gelen bu konunun çok daha öncesinde aslında bir sorun olduğunu ve bu konuda ülkemizde bu sorunun çözülmesiyle ilgili bütün politika öğreticilerinin, sağlık profesyonellerinin ve toplumun el ele bir iş birliği içerisinde bir seferberlik gibi konuya el alması gerektiği konusunda bu kongre zaten böyle bir amaçla yola çıktığı için çoktan hemfikirdik. Sadece artık Sağlık Bakanlığı bu konuya ciddi olarak el atmak ve bu konuyu ciddi olarak çözmek konusunda son bir yılda çok ciddi adımlar atıyor ve bir de bizim toplumsal olarak alışık olmadığımız doğum konusunu her platformda konuşmak adına da yola çıkıldığı için bazı tartışmalarda yol açıyor. Ama ben hem bu 4 gün süren ve bu 4 gün boyunca da gebelik doğum ve luhsalık süreçlerini her yönüyle ele alan bu kongrenin konuları arasında bunlar çok detaylarıyla tartışıldığında ortaya çıkan temel sonuç şudur, nasıl kanser bir halk sağlığı sorunuysa nasıl bir futbol maçında kanserde hayat kurtarır diye bir pankartta çıkmak ne kadar normalse işte doğumun da normalleşmesi gerektiği konusuna dikkat çekmekte aslında bir bahis ya da tartışılması gereken bir konu olmaması gerekir. Konuyu çok fazla kadın bedeline indirgemek yerine doğan bebeğin hakkını korumak üzere de önemli bir slogan bunun yaygınlaşması ve toplumun buna alışması belki zaman alacak ve çok alışık olmadığımız bir şey bu süreçlerin futbol sahasına konuşulması ama sanıyorum ki toplum yavaş yavaş bunlara alışacak diye düşünüyoruz. Biz demek ki çok daha erken dönemde bunu fark etmiş olmanın ve bu derneği kurarak bu kongreyi yaparak bu konuya çoktan parmak basmış olmanın gururunu da bu kongrede bir kez daha meslektaşlarımızla çok kıymetli hocalarımızla ebelerin kadın doğum hekimlerinin yeni doğan hekimlerinin bir arada olduğu böyle bir kongreyi düzenlemiş olmanın gururunu da aynı zamanda yaşıyoruz. Çok teşekkür ediyoruz.”

Reklam

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Manşet Haberler

Çok okunanlar
sanalbasin.com üyesidir