1999 Marmara depreminden sonra aradan geçen 24 yıla rağmen11 vuran felakette hala eksiklerin olduğunun ortaya çıktığını belirten DEVA Partisi Bolu İl Başkanı Nadir Gürkan Yetkin, “Afetlerin yönetim planlarının hazırlanması gerçeğini DEVA Partisi olarak biz çok önceden dile getirmemize rağmen maalesef şu anda ki iktidar çok büyük tedbirler alamadıkları için maalesef ilk saatlerde depremzedelerin haklı isyanları oldu. Afet koordinasyonu maalesef yeterince önem verildiği ve gerekli eksiklikler giderilmediği için bugün yaşanan sıkıntılar ve müdahalenin geç yapılması o bölgedeki depremzedeleri üzmüştür. Şimdi dönem itibariyle siyasi söylemler rahatsız ediyor ama bazı gerçekleri söylemek lazım. Özellikle Bolu’da bir deprem kuşağında olduğu için yaşananlardan ders alıp olası bir depremde neler yapılması gerektiğini gerekenleri ortaya koymamız lazım. Acı tablo ortada. Sebepleri sonuçları önümüzdeki günlerce tartışacağız” dedi.
YENİ AFAD BİNASI İKİ YILDIR ÖDENEKSİZLİK NEDENİYLE YAPILAMIYOR
Bolu’da iki yıldır okul binalarının güçlendirme çalışmalarının tamamlanması beklediklerini hatırlatan Yetkin, şunları söyledi:
“1999 yılından bu yana 24 yılın 21 senesinde biz depreme dayanıklı olmayan okullarda eğitime devam etmişiz, Burada yapılan en önemli şey ve benimde taktir ettiğim şey bu hazırlanan projelerin tamamının teknik üniversite tarafından onaylı. Bu uygulamanın sağlık kuruluşlarının binaları için böyle bir uygulamanın olmadığını görüyoruz. Bir deprem anında ilk olarak kullanılacak en önemli kurumlar olan hastane, itfaiye gibi binaların AFAD gibi kurumların ne kadar hazır olduğuna ilişkin şüphelerim var. Örnek vermek gerekirse şu anda AFAD hizmet binası hem bulunduğu konum hem de eski bina olması nedeniyle olası bir depremde daha verimli bir çalışma yürütmesinin mümkün olmayacağını düşünmekteyiz. Bu benzer şekilde düşünülmüş olacak ki AFAD deposunun yanındaki alana hizmet binası planlanmış, projeleri hazırlanmış fakat iki yıldır ödeneksizlik nedeniyle yapılamamıştır. Şimdi bu çok üzücü bir tablo. İktidar partisinden şunu istiyoruz ki şu son günlerinde bu bina için ödenek çıkarsınlar. En azından mutlaka tamamlanıp hizmete sokulması lazım”
1999 DEPREMİ SONRASI RİSK ANALİZİ YAPILAN BİNALARIN GÜVENLİ HALE GETİRİLMESİ LAZIM
Başkan Yetkin, Bolu’da 1999 depreminden sonra Boğaziçi Üniversitesi ile yapılan proje kapsamında hazırlanan binaların risk analizlerinin tekrar gözden geçirilerek gerekirse sert tedbirlerle güvenli hale getirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Şu an yürürlükte olan bir deprem yönetmeliği ve daha önceki dönem belediye başkanı tarafından daha iyisi nasıl yapılır diye de çalışmalar yapıldı. Bir önceki dönemde yönetmelikten ayrı belli değerler artırılarak Bolu’da yapılan ve şu anda kullanılan binaların daha sağlam olması planlandı. Özellikle ekonomik koşulların kötüleşmesiyle ve insanların barınma ihtiyacının artması nedeniyle belirli noktalardan tavizler verilmeye başlandığı ve tespit ettiğimiz doğrudur. Fakat bunları denetleyecek kurumların başında gelen Bolu Belediyesi şikayet makamı değildir icraat makamıdır. İnşaat mühendisleri odasının tepkisini de gördüm. Eğer bunlar yapılıyorsa denetleyecek olan kurumlar bellidir. Daha iyi daha sağlam binaların nasıl yapılacağı da bellidir. Bunda bir sınır yok. Bunlarla ilgili yapmamız gerekenleri konuşmamız gereken şu andır. Şu an insanlar oturdukları binaların ne kadar sağlam olduğunu sorguluyorlar. Peki bu soruların cevabını kim verecek. 1999 depremi sonrası o dönemin belediye başkanının başlattığı bir çalışma vardı. Boğaziçi Üniversite ile ortak bir çalışma yürütüldü. Belediyenin arşivinde bulunan bütün veriler sayılaştırılıp Boğaziçi Üniversitesine gönderildi. Ve bunlarla ilgili bir risk analizi yapıldı. Sonrasında bu çalışmanın sonuçları bir önceki belediyenin yetkililerine teslim edildi. Bu sonuçlar geldi ama bu sonuçlara göre çok sayıda binanın riskli olduğu ortaya çıktı. Ve yaklaşık bir yıl sonra bu sonuçların infial yaratmadan bina sahiplerine bildirilmesi gerektiğini savunarak bunu sağladık. Bu bilgiler şu an belediyenin arşivinde vardır. Bu binaların sağlıklı bir şekilde gerekirse sert tedbirlerle güvenli hale getirilmesi zorunludur. Bunun dışında TÜBİTAK ile yürütülen çalışmalar oldu fakat bunlar halk ile paylaşılmadı. Bunların da bir an önce konuşulması ve gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor. “ şeklinde konuştu.
