Vali Erkan Kılıç, Bolu’da en çok konuşulan konuların başında gelen sığınmacılar hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Vali Kılıç, Bolu’da şu anda toplam 2 bin 300 civarında Suriyeli’nin olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın yürütmüş olduğu çalışmalar sonucunda gönüllü geri dönüşlerin hızlandığını ifade etti. Sığınmacılar konusunu sürekli gündeme getirmenin ve siyasi olarak kullanılmasının yabancı düşmanlığına neden olduğuna dikkat çeken Kılıç, “Bizim Bolu’da yabancılarla ilgili bir sorun yok. Bunu siyasi olarak çok kullanmak, değişik yorumlamak çok anlamlı değil. Ülkemizde genel bir gidişat var yabancılarla ilgili olarak. Cumhurbaşkanımızın ve İçişleri Bakanlığı’nın yürütmüş olduğu gönüllü geri dönüşler var. Bunlarla ilgili olarak dönenler oluyor. Bu ülkenin, hükümetin, cumhurbaşkanlığının genel politikası. Gönüllü, istekli, onurlu geri dönüş. Bu her ilde olduğu gibi burada da uygulanıyor. Bolu’da geçen yıl 12-13 bin civarında yabancı vardı. Bu yabancıların 4 bin 500’ü Suriyeli. 4 bin 500’ün, 2 bin 500’e yakını Gerede’de ikamet etmekteydi. Bolu Merkezde fırtınalar kopartılan, tartışma konusu olan 2 bin 300 kişi. Bunun bu şekilde sürekli gündeme getirilmesi çok uygun bir şey değil. Konunun yabancı düşmanlığı ve farklı durumlara dönüştüğünü görüyoruz. İlimizdeki 12-13 bin yabancının 4 bin 500, 5 bin’i zaten Iraklı. Bunlar zaten irtica başvurusunda bulunmuş, başka ülkelere gitmek üzere ilimizde geçici olarak ikamet eden kişiler” diye konuştu.
“İlimizdeki yabancı üniversite öğrencileri durumdan olumsuz etkileniyor”
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde öğrenim gören 3 bin civarında yabancı uyruklu öğrenci olduğunu ve sığınmacılarla ilgili söylemlerden dolayı yabancı üniversite öğrencilerinin de olumsuz etkilendiğini dile getiren Vali Erkan Kılıç, bu durumun hoşgörü kültürümüze, turizmimize, misafirperverlik algımıza da zarar verdiğini ifade etti. Bolu Valisi Erkan Kılıç şunları söyledi: “Yabancı sayısı için biz düşürdük deniyor. Aslında bu devletimizin yürüttüğü sığınmacı politikası kapsamında kendi memleketlerine dönüş yapan sığınmacıların ortaya çıkardığı bir tablo. Bizim burada yabancılarla ilgili bir sorunumuz yok. Bunu böyle sürekli pompalamak, eleştirmekte çok uygun değil. Bu sefer iş yabancı düşmanlığına dönüşüyor. 3 bine yakın üniversitede okuyan yabancı öğrenciler var. Bunlar kendi parasıyla geliyor ülkelerinden. Geliyorlar farklı şeylere maruz kalıyorlar sokakta. Bu bizim turizmimizi, hoşgörü anlayışımızı, misafirperverliğimizi de olumsuz etkiliyor. Bugün bir bakıldığında İngiltere başta olmak üzere çoğu Avrupa ülkeleri eğitimden ciddi anlamda ekonomik gelir elde ediyorlar. Biz de bununla ilgili olarak eğer yabancı düşmanlığı yapıldığı zaman bunların ekonomiye de olumsuz dönüşü olur. Bunlar para ile geliyor burada eğitim görüyorlar. Bir yerde bizim kültürel elçilerimiz olmuş oluyor. Burada farklı davranışlarla karşılaşınca, başka bir yaklaşım olunca yabancı öğrenciler de korkuyor. Bu sefer gelmemeye başlıyorlar. Konuyu bu açıdan da değerlendirmek lazım.”
Hükümetin Suriye’de tampon bölge oluşturduğunu, evler yapıldığını belirten Vali Kılıç, “Tedbirler alınmasaydı bir daha bir sürü insan gelecekti. O bölgede yaşayanlar var. Bir kısmı da orada tutulmuş. Birleşmiş Milletler ve farklı yabancı fonlardan alınan desteklerle Katar’ın Kuveyt’in Kızılay’ı var. Kızılay’dan verilen kartlarla oluyor. Kendi kaynağımızdan ayrılan paralar değil bunlar. Yerli hayır kurumları da yardımcı oluyor. Onlar da destek veriyor. Devletin bütçesinden, kasasından çıkan para harcanması, yabancıları işe alıp, işsizliğin artması gibi bir şey yok. Bunu sırf farklı amaçlarla kullanıyorlar. Bunlar doğru şeyler değil. Oradaki savaş bittiğinde bunlar ülkelerine dönecektir. Dönmeyenlerde bir şekilde başka ülkelere gider veya burada belki ihtiyaç vardır. Ya da ülkemizde kalabilirler. Ayrı konular yani.
Yabancıların kurmuş olduğu bizim Türklerin de çok sayıda kurmuş olduğu dernek var. Avrupa’da var. Bu demokratik bir haktır. Dernek kurabilirler. Bolu’dan gidip İstanbul’da, Ankara’da dernek kuruyorlar. Dernek kurmak çok kolay. Tüzük hazırlanıyor. Kuruluyor. Kendi ihtiyaçlarını karşılamak için bir araya gelmek için böyle bir adım atıyorlar. Burada çok fazla Afgan yok. Çobana ihtiyaç var. Bizim insanımız yapmıyor. Onlar gelip bu işi yapıyor. Eğer biz hukuk devletiysek Avrupa İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni kabul etmişsek onlara bunu yapamazsın dememiz ne kadar doğru? Dernek kurmanın kime zararı var? Bizim sınırlarımız dünyanın en güvenli sınırları. Avrupa da böyle sınır var mı? Bizim her türlü kamera sistemimiz var. Duvar sistemi var. Bunlar takip ediliyor. Emniyet var Jandarma var. Hepsi rutin kontrollerini yapıyorlar. Bizim gördüğümüz kaçak kim varsa hemen alıp sınır dışı ediyoruz. Bizim devletimiz güçlü Farklı bir şey söylemek mümkün değil burada” şeklinde açıklamalarda bulundu.
