
HABER: Cihan SAKAOĞLU-Cennet ÇAKAN
Kût'ül-Amâre Zaferi’nin 106. yıl dönümünde BAİBÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim üyesi aynı zamanda Türk Ocakları Derneği Bolu Şubesi üyesi Doç. Dr. Levent Düzcü Kût'ül-Amâre’nin Türk tarihi açısından önemini ‘’Kût'ül-Amâre zaferi 1. Dünya Savaşı sırasında 29 Nisan 1916’da İngilizlere karşı Türk Ordusu’nun kazanmış olduğu bir zafer. Bu zafer Türklerle İngilizlerin karşılaştığı ilk muharebe ve Türklerin İngilizleri son 200-300 yılda yenilmeyen İngilizleri ilk defa karşılaştığında ilk defa yendiği bir zafer’’ sözleri ile anlattı. Kût'ül-Amâre’nin Anadolu’nun İngilizler ve Ruslar tarafından işgal edilmesini engelleyen bir zafer olduğunu belirten Düzcü, bu zaferin unutulamayacak bir zafer olduğunu söyledi.
1952 yılında Türkiye’nin NATO üyesi olmasıyla İngilizlerin Kût'ül-Amâre’nin kutlanmasını istememeleri, özel olarak böyle bir ricada bulundukları sonucunda Kut Bayramı olarak kutlanan bu zaferin ülkemizde uzunca bir süre kutlanmadığını dile getiren Doç. Dr. Levent Düzcü, ‘’Büyük bir kayıptır bu çünkü NATO’ya girmenin bir bedeli bu olmamalıydı.’' ifadelerini kullandı. Kût'ül-Amâre’nin ve Çanakkale Savaşı’nın öylesine kazanılmış zaferler olmadığını eğitimli, dönemin bilim ve teknolojisine hâkim bir kadro olduğunu dile getiren Doç. Dr. Düzcü, ‘’Bu kadro Türkiye Cumhuriyeti’mizin temellerini attı.’’ dedi.
İNGİLİZLER VE RUSLARIN ANADOLUYA GİRİŞİ ENGELLENDİ
Kût'ül-Amâre savaşları ya da diğer adıyla Kût'ül-Amâre Zaferinin bugün 106. yılını kutluyoruz. Neden önemli Kût'ül-Amâre Zaferi 2014-15'lerden sonra tekrar aslında gün yüzüne çıktı. Kût'ül-Amâre zaferi 1. Dünya Savaşı sırasında 29 Nisan 1916’da İngilizler karşı Türk Ordusu’nun kazanmış olduğu bir zafer. Bu zafer Türklerle İngilizlerin karşılaştığı ilk muharebe ve Türklerin İngilizleri son 200-300 yılda yenilmeyen İngilizleri ilk defa karşılaştığında ilk defa yendiği bir zafer. Tam da Çanakkale’den hemen hemen bir yıl sonra İngilizlerle orada İtilaf Devletleriyle karşılaşan Türk ordusu İstanbul’u korudu, Anadolu’yu korudu Kût'ül-Amâre’de 1 yıl sonra neredeyse 29 Nisan’da Çanakkale 18 Mart 1915 ardından Kût'ül-Amâre aşağıdan Birinci Dünya Savaşı’nın içinde Irak Cephesinde Türk Ordusu orada İngilizlerle savaşacak ve burada Bağdat’ı aslında Anadolu’yu koruyor. Kût'ül-Amâre bu yüzden çok önemli. Kût'ül-Amâre İngilizlerle karşılaşma açısından önemli ama eğer 1916’da bu zafer kazanılmasaydı İngilizler Anadolu’ya çok erken bir vakitte girmiş olacaktı.
Kût'ül-Amâre 1916’nın Nisan’ında 29 Nisan 1916’da tam da bugün 106 sene önce İngilizleri durdurarak aslında hem 300 yıldır yenmesi ve Anadolu’nun İngilizler ve Ruslar tarafından engellemiş oldu. Birçok şeyi teyit etmiş oldu. Bu yüzden de unutulmayacak bir başarı bu 1952’ye kadar bu Kut Bayramı olarak kutlanmıştır. 1952’den sonra unutuldu ama son zamanlarda tekrar 5-6 yıldır Kut Bayramı olarak Kût'ül-Amâre hatırlandı. Biz de Kût'ül-Amâre’deki şehitlerimizi ve gazilerimizi hayırla sevgiyle, saygıyla, rahmetle anıyorum.
NATO’YA GİRMENİN BEDELİ BU OLMAMALIYDI
1952 yılında Türkiye’nin NATO’ya üye olması sırasında İngilizlerin Kût'ül-Amâre’nin kutlanmasını istememeleri, özel olarak böyle bir ricada bulundukları söylenir maalesef ki bu çok yazılır çizilir. Bundan sonraki dönemin şartları muhtemelen siyasal şartları da belki şey yaparak bitmiştir. Ama büyük bir kayıptır bu çünkü NATO’ya girmenin bir bedeli bu olmamalıydı. Çünkü Kût'ül-Amâre bir Çanakkale gibi olmasa da ikinci bir Çanakkale gibi aslında Türk’ün Birinci Dünya Savaşı’nda yetişmiş bir kadronun, eğitimli bir kadronun zaferi olarak görüyorum. Abdülhamid döneminin okullarında yetişmiş eğitimli bilim ve teknolojiye hâkim ve dil bilen bir kadronun bir zaferi olarak görüyorum. O kadroyu şununla birleştirmek istiyorum. Bu kadro hem Çanakkale’de hem Kût'ül-Amâre’de ve Millî Mücadele’de savaşmaya devam edecek. Kût'ül-Amâre ve Çanakkale öylesine kazanılmış zaferler değil. Eğitimli, dönemin bilim ve teknolojisine hâkim bir kadro ve bu kadro bize başarı getirdi. Bu kadro Türkiye Cumhuriyeti’mizin temellerini attı.































