
Haber: Volkan Yılmaz
Bolu Milletvekili İsmail Akgül, kent gündemindeki Tekkedere Barajı, Gölköy su sorunu, yeni sanayi sitesi ve şehir gündemine dair kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Akgül, “Bizim derdimiz gelecek seçimler değil, gelecek nesiller” diyerek hem hükümete hem yerel yönetime çağrıda bulundu.
“Devlet babadır. Evladın hatasını bir şekilde telafi etmesi gerekir”
Bolu’nun önemli sorunlarından biri olan Tekkedere Barajı konusuna değinen Akgül, “Öncelikle hoş geldiniz. Bu program için de teşekkür ediyorum. Son dönemde biliyorsunuz ki Tekke Barajı yapımı inşaatı vardı. Gövde kısmı bitmek üzere ve sulamayla alakalı olan kısımları da Tarım Bakanımız geldiğinde bu yıl içinde ihalesinin yapılacağını ve bölgelere su aktarılacağını söyledi. Burada 2018'li yıllardan itibaren mağdur olan bir Tekkedere Köyü halkımız var. Tabi 2018'de Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve Tarım Orman Bakanlığı tarafından bir istimlak bedeli ödeniyor. Tabi bu arada pandemi süreci ve maliyetlerin artışı gerçekleşiyor. Yaklaşık yanlış hatırlamıyorsam 2018'de 1 milyon gibi bir bedel ödeniyor. Tabi bu maliyet artışları pandemi araya girince bugün o para temel atılabilecek bir bütçeyi bile oluşturmuyor. Bununla alakalı köylülerimiz bize ve diğer milletvekillerimize de konuyu belirttiler. Süreç biraz askıda kaldı gibi geldi. Biz de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bu konunun hızlanması için bir çağrıda bulunduk. Akabinde bugün duyduk ki gerekli ilgililer köylülerimizle temasa geçmiş. Biz bugün ne kadar sorunun kimin tarafından çözüldüğüne bakmadık. Asla bencil bir yapıda olmadık. Ben yaptım, o yaptı sorun değil. Bugün yetkili iktidardır. Onların konuya temas etmesi için biz her konuda onları taciz etmemiz gerekiyor. Lokomotifleri çalıştırmamız gerekiyor. Bugün aldığımız habere göre bir süreç başlamış. İnşallah hızlı bir şekilde süreç tamamlanır. Derdimiz neydi? Burada TOKI bir fiyat veriyor. 100 metrekare eve 5 milyon gibi bir fiyat veriliyor. Biz araştırdığımızda bugün ortalama bir maliyetin 20-25-30 bin lira civarlarında olduğunu, hemen burada verilen metrekare fiyatının 50 bin lira olduğunu öğrendik. Hatta akabinde birkaç müteahhit arkadaşımız bizi aradı. Biz 100 metrekare evi şahıs olarak 3.5 milyonu yapabilirim dedi. En son artık şahıs olarak ilerleme gayreti içerisinde olacaktık. Ama yetkililer irtibata geçmişler. Sürecini tekrar takip edeceğiz. Evet köylülerimiz bir bedel almış ama evlat hata yapabilir. Devlet babadır. Evladın hatasını bir şekilde telafi etmesi gerekir. Bu düşünceyle bu tepkiyi gösterdik. İnşallah hayırlı bir süreç gelecek” dedi.
“Biz diğer şovmenler gibi A5'e basıp TBMM kürsüsünden bağırmıyoruz.”
Gölköy Barajı’ndaki suyun azalmasına dikkat çeken ve bu konuda yetkililere çağrıda bulunan İsmail Akgül, “Akabinde sizler de ve diğer basın mensupları arkadaşlarımız da köşe yazarlarımızla defaatle söylediler ve sürekli gündeme geldi. Gölköy Barajı'nı biliyorsunuz içme ve sulama suyu için kullanıyoruz. Evet kanallarda sulama kanallarımızda kaçaklar var. Bunların kapalı sisteme alınmasıyla alakalı defalarca bakanlığımızla görüştük. Bir kısım projesi onaylandı. İhale süreci var. İnşallah bunu da yine takip edeceğiz. Oradan da su tasarrufu sağlamamız ve çiftçilerimizin de konforlu bir şekilde tarım yapması üzerine takiplerimiz devam ediyor. Aynı zamanda içme suyunda şimdi biz tek kaynak orası. Buradan arıtmaya basıyoruz. Arıtmadan merkeze geliyor. Bu sistemde de kaçakların olduğunu yani on basılan suyun merkeze altı birim dağıtıldığının tespiti yapıldı. Bu da defalarca Bolu Belediyesi'ne aktarıldı ama herhangi bir yaptırma uygulanmadı. Buradaki kaçak dört birim vatandaşa yansıtıldı. Biz şunu söyledik. Efendim bize gelen mevcut kendimiz de Bolu'da yaşıyoruz. Evimiz burada. Ben su faturasıyla elektrik faturamı yan yana koyduğumda bugün Bolu'da elektrik faturasını geçen bir su faturasıyla karşı karşıyayız. Bunu birçok vatandaşımız da bize söylüyor. Yakında da kısa bir süre içinde inşallah bir fırsat bulursam hane hane ziyaret edip soracağım yani vatandaşlarımıza. Su faturanız ne kadar geldi, elektrik faturanız ne kadar geldi? Bizim derdimiz burada bağı dövmek değil, üzüm yemek. Biz bir sürü problemi biliyoruz. Belediyeyle alakalı efendim bakanlıklarla alakalı her birini gündeme taşısak zaten kaos çıkartırız. Biz birçoğuyla özelinde sorumlu müdürleri arayarak burada problemlerin olduğunu burada ki şu sorunun giderilmesi gerektiğini defalarca ilettik söyledik. Bu hem iktidar kanadı için hem CHP kanadı Bolu Belediyesi için geçerli. Biz diğer şovmenler gibi A5'e basıp Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kürsüsünden bağırmıyoruz. Hayvan barınağında bu var, çöplerde şu var. İşte aman burası yanıyor. Derdimiz bu değil. Biz ilk önce sorumlu kişiler kim belediyeyi ararız. Sorumlu kim? İktidarın resmi kurum amirleri, müdürleri, mahalli, kaymakamlık onlara belirtiliriz. İş baktık ki çıkmaza gidiyor veya herhangi bir yanıt alamıyoruz. Ondan sonra tabii ki haklı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden en yüksek perdeden bunu dile getiririz. Bu bizim için önemli. Şimdi evet Gölköy'den su içiyoruz ve oraya çevre köylerden de maalesef atık sular geliyor. İşte Abant'tan gelen atık sular taşkından dolayı orada işte kanalizasyon sıkıntısı yaşandı. Biz diyoruz ki Bolu Belediyesi'ne yüklü miktarda emlak vergisi, çevre temizlik vergisi, su faturası ödüyoruz. Bunun karşılığında da suyla alakalı bir yatırım bekliyoruz. Evet Tarım Orman Bakanlığı bu konuda sorumlu mu? Sorumlu. Ama birinci derece sorumlu Bolu Belediyesi. Bir ilin mülki sorumluluğu, çöpü, temizliği, ışıklandırılması, asfaltlanması merkezli Bolu Belediyesi'nin efendim güdümündedir. Şimdi burada belediye ben yokum her şeyi bakanlık yapsın. Biz bakanlığa da aynı şey efendim bazı yandaş kısım bize dedi ki sen Bolu Belediyesi çalışıyor, sen orada konuşuyorsun orada konuşmakla olmuyor gereğini yap. O zaman biz şunu söylüyoruz CHP'nin bugün 137 tane milletvekili var. Diğer muhalif kesimlerle beraber 300'e yaklaşıyor. O zaman 300 kişi her gün mecliste boş konuşuyor. Değil mi? Biz vatandaşın sorunlarını dile getiriyoruz. Her gün söz alıp efendim emekli maaşlarından bahsediyorlar. Bağkur primlerinin 7200'e düşürülmesinden bahsediyorlar. O zaman biz diyoruz ki CHP'nin 137 milletvekili ve diğer muhalifler her gün boş konuşuyor. Biz konuşmazsak biz bunları dile getirmezsek kimse rahatsız olmaz. Bizim oradaki cümlemiz de oydu esnaflarla. Daha sonrasında sanayi sitesi. Şimdi Gölköy'ü tamamlayalım. Gölköy'ü en kısa zamanda Bolu Belediyesi ve Bakanlık ikisi ortak. Eyvallah tek başına Bolu Belediyesi'ne yüklemeyelim. Ama ikisi ortak paydada buluşup bu işi başlatmazsa bugün bu yıl %20'ye düşen 5 yıl sonra hangi duruma düşer, onu hepimiz su arayışı içinde olacağız. Evet geçmişte hatalar yapılıp Sakarya'ya su verilmiş olabilir. Ankara'ya su verilmiş bunun vebali sorumluluğu bende değil. O dönemin yöneticilerinde. Ama biz bugünkü sorunları dile getirmeyelim susalım mı? Diğer milletvekillerimiz sussun, belediye başkanı sussun, o sussun ben susayım. Kim dile getirecek Bolu’nun sorunlarını? Bizim derdimiz en başında da söyledik gelecek seçimler değil gelecek nesiller. Bizimm derdimiz kimin ne olacağı hangi partide olacağı ne olacak aday olabilecek mi? O kazanacak mı? Derdimiz bu değil ki. Biz 5 yıllık sürecinde görevimiz neyse onu tamamlayacağız. Bu konuda hızlı reaksiyon alınmazsa 5 yıl sonra çiftçimiz sağlıklı sulama yapamayacak. Bu yıl bile zorlandık. İçme suyunda yarın diğer iller gibi 8-5 suyumuz kesilecek 5'den sonra akacak ya da gece 12'de suyu keseceğiz sabah vereceğiz. Bu sisteme doğru gitmeye başlayacağız. Burada reaksiyon alması gereken hangi kurum ve kuruluş varsa Bolu Belediyesi, Tarım Orman Bakanlığı, iktidar yöneticileri herkes elini hızlı bir şekilde taşın altına koyması lazım diye dile getirdik” şeklinde konuştu.
“Halkın yüzde 70’i beni seviyor”
İsmail Akgül, Geçtiğimiz günlerde yeni sanayi sitesi konusunu mecliste gündeme getirdiğini ifade ederek, “Diğer konumuz yeni sanayi sitesi ile alakalı bir konu gündeme getirdik. Biz geçtiğimiz günlerde yeni sanayi sitesini ziyaret ettik. Yeni bir yönetim seçilmişti. Hayırlı olsun dedik. Sizin için yapabileceğimiz şeyler var mı diye görüştük. Süreci takip ettiklerini çok ciddi problemlerin olmadığını söylediler. Ama Bolu Belediyesi ile bürokrasi arasında bir anlaşmazlık olduğunu, Bolu Belediyesi'nin mevcut projeye itiraz ettiğini, altyapının devrini alamayacağını öğrendik. Bunu almadan da oradaki esnaflarımızın tezgahının başına geçip çarkını çevirmeye başlayamıyor. Bize esnaflarımız, yüzlerce esnafımız mesaj atıyor. ‘Ben hem eski sanayide kira ödüyorum hem de yeni sanayide taksit ödüyorum. Vekilim, ben zaten şu ekonomik krizde, ekonomik şartlarda direnemiyorum. Yani ara elemanımız yok. Bu ustada dükkanı kapattığında yarın sanayiye gidecek tamirci usta bulamayacağız’ diyorlar. Bu çarkın hızlı bir şekilde dönmesi için TOKİ ile irtibata geçtik. Efendim biz üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Belediye ile irtibata geçtik. Biz dedik ki tamam baktık ki bir çıkış yolu bulamıyoruz. Biz bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden, milletin vicdanı olan yerden seslendirelim. Yine bunu gündeme getirdik. Orada da bir mekanizma, Bolu Belediyesi duyduğuma göre yönetimi aramış. Gelin tekrar görüşelim. TOKİ, iktidar temsilcilerimiz tekrar TOKİ ile bir temasa girmiş. Konuyu Bolu Belediyesi çözer, alkışlarız. AK Parti çözer, alkışlarız. Dediğim gibi bizim derdimiz, biz bunu yaptık İsmail Akgül olarak değil. Bana Bolu'da iletilen tüm sorunları ben Bolu'da görevli diğer milletvekillerine de iletiyorum. Herkes aynı anda reaksiyon gösterirse, güç birlikteliği olursa bu sorun daha hızlı çözülür, kolay çözülür. Demek ki elzem bir konu olduğu anlaşılır ve sonuç bir yere gelir. Bizim derdimiz ben yapayım, aman onun haberi olmasın değil. Neticesinde inşallah bu dile getirdiğimiz konuların bir hareket kazandığını, bir ivme kazandığını öğrendik. Biz de memnuniyet duyduk. Ak Parti kanadı çözer, Bolu Belediyesi çözer. Biz her ikisine de teşekkür etmesini biliriz. Kıbrısçık mesela sulama alanında bir kayma olmuştu. Yüksel Bey açıklama yaptı. Buraya geldiler, bize anlattılar. Biz de Yüksel Bey'e dedik siz de konunun takipçisi olun, ben de konuyu takip ediyorum. Geçtiğimiz gün açıklama yaptı. 44 milyonluk yatırım Kıbrısçık’a, hayırlı olsun. Biz de teşekkür ettik kendisine.. Bunu yapmaktan bir aciziyet duymuyoruz. Bu konuları iletmekten, Yüksel Bey ile Ak Parti ile irtibat kurmaktan veya diğer milletvekilimizle irtibat kurmaktan da ağır etmiyoruz. Bizim için dediğim gibi dert bitsin, sıkıntı bitsin bir yere gelelim. Tabii ki stadyum dedik. Tadilat vesaire yarım yamalak bir stadyumla gidiyoruz. Daha önce de söyledim ben. 2024 belediye seçimlerinde de bakanlar olaya geldi. Sözler verdiler. Ben dedim ki hepsine teşekkür ediyoruz. Ben milletvekili olarak verilen sözlerin peşine düşerim. Keşke daha fazla sözler verilse. Biz de taciz ve tahrik edeceğiz. Bunun yapılması için mücadele edeceğiz. Bu sözü verdiniz efendim diyeceğiz yani. Burada alınmaca, kırılmaca, darılmaca yok. Burada AK Parti, MHP, CHP, diğer siyasi partiler burada bir siyasi rant yok. Burada bolu var. Bizim konuşmalarımızdan rahatsız olan bir kesim var. Türkiye'de dile getirilmeyen hiçbir şey icraata geçmez kardeşim. Biz bunu gördük. Ne kadar çok dile getirildiyse o sorun o kadar çabuk çözülür. EYT vardı değil mi? Sürekli dile getirildi.
Ne oldu? Efendim sonuç bir yere geldi. Eksik ya da yanlış, hatalı oldu sistem vesaire. Ama EYT çıktı. Bugün birçok arkadaşımız, sağlık çalışanlarımız var. Memurlar 3600 bekliyor. Bağkurlar 7200'e insin diyor. Kademeli emeklilik sistemi olması, staj mağdurlarımız var. Bunların hepsini dile getirmezse, herkes kulağının üstüne yatarsa hiçbir ilerleme kaydedemeyiz. Bizim derdimiz, temennimiz bu. İnşallah biz bununla alakalı da en az haftada iki defa konuşma yapmayı planlıyoruz bu süreç içinde. Geçen sanayi için söyledim o lafı. Esnafın rahat etmediği yerde kimse istirahat edemez. Aynı şeyi Bolulu vatandaşlarımız için söylüyoruz. Bolulu vatandaşlarımızın rahat etmediği yerde kimseye istirahat ettirmeyiz. Kim ne derse desin, düğün derneğe gidiyor, cenazeye gidiyor başka bir iş yapmıyor. Evet, düğün derneğe de gitmeye devam edeceğiz. Vatandaşımızın acılı gününde de yanında olmaya devam edeceğiz. Şimdi tabii ki biz gittiğimiz programlarda gerçekten samimi bir şekilde karşılaşıyoruz ve insanlar da mutlu oluyor. Ben şunun örneğini vereyim. 2013 yılıydı, dedem rahmetli olmuştu. Geçmiş dönem AK Parti Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun Bey, Ali abi beni aramıştı. Dedi ki kardeşim başınız sağ olsun. Çok üzüntü duydum, Allah rahmet eylesin dedi. 2013'teki bir milletvekilimizin telefonu benim hala daha zihnimde. 12 yıl geçmiş. Yani insan seçtiği belki de ilinin, milletvekilinin iyi gününde ve kötü gününde yanında olmasını temenni ediyoruz. Biz de bunu geri çeviremeyiz ki davet edildiğimiz programa ben katılmıyorum diyemem ki. Asil olan vatandaş, biz vekiliz. Bu programa katılmak bizim için de bir onur ve gurur. Vatandaş bize burada değer vermiş, kıymet vermiş. Düğünle programına çalış, davet ediyor. Bakın ben şunu yaşadım, bir gün sabah 10, bir vatandaşımız aradı. Dedi ki abi babam rahmetli oldu. Başın sağ olsun kardeşim, ben senin için ne yapabilirim dedim. Çadır mı lazım, yemek mi vereceğiz, araç mı lazım? Dedi ki yok abi ben öğlen cenaze namazında seni görmek istiyorum. Bu vatandaşımızın yanında nasıl olamazsın ya? Bundan kim rahatsız olursa olsun. Biz iyi günde, kötü günde vatandaşın yanında olacağız. Evet biz düğüne gittiğimizde ne oluyor? Orada temas edemeyen, sana ulaşamayan belki de 2-3 vatandaşın çözüm bekleyen sorununu da hallediyorsun. Belki vatandaşa göre çok zor bir iş ama bana göre belki bir telefonluk bir iş. Bir evrağı 10 ayda bekliyor mesela. Vatandaşın işini çözmek kimi rahatsız ediyorsa etsin. Kim ne yorum yaparsa yapsın. Bizi yıldıramazlar. Biz burada bu sürecimiz tamamlanana kadar bu sürecin hakkını vereceğiz. Biz vatandaşa seçimde dedik ki bizim en büyük vaadimiz samimiyetimiz. Evet çok yoruluyoruz, çok yoğun oluyoruz diğerlerine göre. Ama yapacak bir şey yok. Biz şikayet etme makamında değiliz. Biz bu işi hakkıyla yapacağız dedik. 2 yıldır da onun hakkını verme gayreti içerisindeyiz. 70 günlük meclis tatil sürecimiz vardı. Türkiye Büyük Millet Meclisi kapalı. Biz Bolu'dayız. Diğer arkadaşlarımız kendi alanında. Ben yaklaşık 70 günde 140 küsur noktaya ziyarette bulunmuşum. 140 programa gitmişim. Bugün açsınlar baksınlar sosyal medyaya. Bütün hemşerilerimiz genelde Instagram ve Facebook. Buyurun açın bakın. İsmail Akgül son 3 aydaki yaptığı ziyaretleri ve programları diye. Açık ve net görünecek. Geçtiğimiz gün bir gazetemiz, yerel bir gazetemiz Mudurnu'da bir anket düzenlemiş. Ben düzenle demedim. Arkadaş kendisi düzenlemiş. 500 küsur kişi bize oy verilmiş. Toplamda 100 kişi de diğer milletvekillerine. %77 mi %76 mi öyle bir oy almışız.
Kim nerede olur. Ölüm var, kaza var, bela var. O yüzden biz haklı olunan noktada bunun gür sesi olmaya devam edeceğiz. Herkes rahatsız olabilir. Ama vatandaş rahat olsun” diye konuştu.
“Bizi yalnız bırakırlarsa gücümüz tükenir”
Son olarak Bolu halkına çağrı yapan Akgül, vatandaşların kendisine destek olması gerektiğini belirterek, “Şimdi biz dediğim gibi sahi ben çok boş bırakan bir insan değilim. Benim babam öğretmen, annem ev hanımı. Eşim kamuda sıradan çalışan bir işçi. Ben milletvekili olmadan önce hangi statüde çalışıyorsa aynı statüde de devam ettiriyorum. Herhangi bir torpil uygulamam da olmadı. Olmasına da müsaade etmeyiz. Emeklinin sıkıntısını biliyoruz. Evet haklılar. Çiftçilerimiz bugün sıkıntı çekmekte. Biz her birinin ayrı ayrı derdini dile getirme gayreti içerisindeyiz. Ama bizleri de yalnız bırakmasınlar. Bolu hemşirelerimiz bize yürekten sahip çıkıyor. Bizim İsmail, bizim evladımız, bizim çocuğumuz diye sahip çıkıyor. Yani CHP'li seçmene bakıyorsun. Yani tüm eksiğiyle her adamına sahip çıkıyor. Ama bizim sağ seçmen dediğimiz kesim kendi evladına sahip çıkmakta biraz sorun yaşıyor diyeyim. Bizi yalnız bırakırlarsa gücümüz tükenir. Bizim gücümüz tükenirse Bolu'da kimse ses çıkarmaz. Bize güç vermeleri lazım. Bizim arkamızda dayanak olmaları lazım. Bize omuz verirlerse bizim sesimiz daha güçlü çıkar. Bolu'nun sorunları daha gürbüz sesle duyurulmaya gayreti içerisinde olunur. İşin sonunda Bolu vatandaşlarımız memnuniyet duyar. Yani ben Bolu'nun üç vekili olmasından memnunum her partiden. Ama keşke daha fazla rekabet edebileceğimiz bir milletvekillerimiz olsaydı. Ben Mengen’deyken, diğer vekilimiz Gerede’de olsun. Buradaki rekabet olsa keşke, bundan hemşerilerimiz faydalanırdı. Bizim nasıl düğüne gidip cenazeye gitmemizden nasıl memnunlarsa diğer vekillerimizin de alana çok gelmemesinden biri o kadar da rahatsızlar. Ben bunu da buradan dostane bir şekilde iletmek istedim. Ama dediğim gibi biz yılmadan usanmadan aynı tempomuzla bu sürecimizi devam ettireceğiz. Tamamlama gayreti içerisinde olacağız. Bakın Bolu gerçekten tüm şehrinler arasında yaşanılabilecek en güzel illerden biri. Birçok ile gittik ve dışarıdan gelen memur, kamu görevlisi arkadaşlarımız da burada kalıyor, gitmiyorlar. O yüzden buranın hep beraber değerini kıymetini bilmemiz lazım. Bolu'nun önemli sorunlarında AK Partili, MHP'li, CHP'li demeden ortak noktada buluşup aynı reaksiyonu, aynı tepkiyi vermemiz lazım ki biz kazanalım. Yoksa hepimiz ayrılırsak sorun ortada kalır. Dert, her birimizin derdi olur. Bu yüzden tüm Bolulu vatandaşlarımızdan Bolu'nun ortak sorunlarında, Gölköy gibi, Tekke Barajı gibi, köprülü kavşak gibi, stadyum gibi, Boluspor gibi tek noktada buluşmaya davet ediyorum. İnşallah aynı reaksiyonu, aynı tepkiyi tek yumruk olarak verdiğimizde daha güçlü bir şekilde yol alacağımızı temenni ediyorum“ ifadelerine yer verdi.
“Tanju Özcan ile beraber umreye gidelim”
Tanju Özcan’ın umreye gideceğim şeklindeki açıklamasına dair fikirlerini söyleyen Akgül, şunları söyledi; “Yani esprili bir şey söylediğini düşünüyorum ben belediye başkanımızın. Gerçekten gitme niyeti de olabilir. Yani Allah herkese nasip etsin haccı umreyi. Baktım ki öyle bir söylem olunca benim de hoşuma gitti. Gerçekten sempatik bir arkadaşımız. Böyle bir şey söyleyince benim de çok hoşuma gitti. Dedim ki yurt dışı yasağa kalkarsa ben sponsoru olurum. Gerçekten de eğer öyle bir niyeti varsa yurt dışı yasağa kalktığında beraber gidelim yani memnuniyet duyarız. Allah selamet versin dediğim gibi herkese nasip olsun. İnşallah o da kendisi açıkladı alkol kişilerin özel hayatı ve kendi takdirleridir. Hadisi şerif vardır işte. Kimseyi namazıyla ibadetiyle değerlendirmeyin. Onu takvasıyla hayatıyla değerlendirin. Onu bilir. Belki gerçekten namaza başlamıştır. Tövbe etmiştir. umreye de gidecektir. İnşallah süreç tamamlanır hızlı bir şekilde. Yurt dışı yasağa da kalkar. Umreye de gider biz de memnuniyet duyarız. Yani ben de eşlik ederim sayın Bolu Belediye Başkanlığı. Allah razı olsun yani.”
