Bolu’da Sürdürülebilir Sanayi, Turizm ve Yeşil Kalkınma Vizyonu Konuşuldu

Yerel Kalkınma Sempozyumu (YEKAS), Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Kongre Merkezi’nde geniş katılımla gerçekleştirildi.

Bolu’da Sürdürülebilir Sanayi, Turizm ve Yeşil Kalkınma Vizyonu Konuşuldu
A- A+ Paylaş
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
Reklam

Akademi, kamu kurumları ve iş dünyasının temsilcilerini bir araya getiren sempozyum kapsamında düzenlenen “Bolu Sanayisinin Bugünü ve Geleceği” başlıklı panelde, Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı
Abdullah Alemdar davetli konuşmacı olarak yer aldı.


Başkan Alemdar, konuşmasında Bolu’nun sürdürülebilir, çevre dostu ve teknolojiyle
entegre bir sanayi yapısına geçiş süreci hakkında önemli değerlendirmelerde bulunurken,
ilimizin turizm kimliğine ve lojistik altyapısına yönelik vizyonunu da paylaştı.
“Bolu’nun Turizm Kimliği Oluşturulmalı”
Alemdar, konuşmasının başında Bolu’nun turizm kimliğine kavuşmasının bölgesel kalkınma
açısından büyük önem taşıdığını vurguladı:


“Diğer turizm bölgelerinde olduğu gibi, örneğin Alaçatı’da bir fotoğraf çekildiğinde o
fotoğrafın Alaçatı’ya ait olduğu hemen anlaşılır. Bolu’da da benzer bir farkındalık yaratmak
gerekiyor. Hiç Bolu’ya gelmemiş biri bile bir görselde Bolu’yu tanıyabilmeli. Bu sayede
bacasız sanayi olarak nitelendirilen turizm, yeşil çevre ve sürdürülebilir ekonomik
faaliyetlerle mükemmel bir şekilde entegre olabilir.”


“Yeşil OSB ile Doğaya Dost Sanayi Modeli”
Bolu’nun sahip olduğu sanayi potansiyellerine değinen Alemdar, sanayileşme süreçlerinin
doğa ile uyumlu ilerlemesi gerektiğini belirtti:
“Bolu’da önümüzde çok farklı imkânlar var. Yeşil organize sanayi imkânı var, savunma
sanayinin geliştirilmesi konusunda fırsatlar var. Jeopolitik olarak güvenli bir iliz ve Ankara
ile İstanbul’un kavşak noktasında bulunuyoruz. Bu stratejik konum, savunma sanayi için de
büyük avantaj sağlıyor.”


Başkan Alemdar, Bakanlık onay sürecinde olan 210 hektarlık 2. Organize Sanayi Bölgesi’nin
(Yeşil OSB) doğa dostu üretim altyapısıyla planlandığını belirterek, şunları ekledi:
“Bu proje hayata geçtiğinde sosyal yaşam alanlarından üretim süreçlerine kadar her detay
çevreyle uyumlu olacak. Üretim süreçleri doğaya zarar vermeden işleyecek. Aynı şekilde
Yeniçağa’da da çevreyle uyumlu bir OSB çalışması yürütülüyor. Yıl sonuna kadar altyapı
çalışmaları tamamlanacak, yaklaşık 40 firmaya tahsis yapıldı ve 2026 başında fabrikalar
kurulmaya başlanacak.”


“Karbon Ayak İzini Kontrol Edemeyen Rekabet Şansını Kaybeder”
Sanayicilere küresel ticaretin yeni normlarını hatırlatan Alemdar, karbon emisyonlarının
ekonomik rekabet üzerindeki etkisine dikkat çekti:
“Siz üretim yaparken eğer karbon ayak izinizi kontrol edemezseniz, gümrüğe gittiğinizdemallarınıza vergi uygulanacak. Dolayısıyla rekabet şansınız kalmayacak. Sürdürülebilir
üretim anlayışı artık bir tercih değil, zorunluluk.”
“Seben’de Termal Enerji, Mudurnu’da Tarım ve Hayvancılık Potansiyeli”
Alemdar, sadece kent merkezlerine yoğunlaşan yatırımların sürdürülebilir olmadığını
vurgulayarak, yatırımların hammadde ve enerji kaynaklarına yakın yerel sahalarda
planlanması gerektiğini söyledi:


“Seben bölgesinde çok önemli jeotermal kaynaklarımız var fakat şu anda verimli
kullanamıyoruz. Tarımda, üretimde ve ısınmada faydalanamıyoruz. Mevcut sondaj ile elde
edilen 90 derece sıcaklıktaki termal su, 5500 konutun ısınmasını sağlayacak kadar enerji
üretiyor. Aynı şekilde iki sondaj daha açılması durumunda 80 hektarlık bir alanda organize
sera ve topraksız tarım üretimi mümkün hale gelecek. Projenin fizibilitesi tamamlandı.”
Mudurnu’daki güçlü hayvancılık potansiyeline de değinen Alemdar, burada MARKA iş
birliğiyle Besi Organize Projesi fizibilitesinin tamamlandığını ve ilgili makamlara iletildiğini
belirtti.


“Bolu Yeniden Denize Kavuşmalı”
Katılımcıların “Sanayi ve eğitim yatırımlarına paralel bir lojistik planlama var mı?” sorusuna
yanıt veren Alemdar, ulaşım ve lojistik altyapısının sanayinin sürdürülebilirliği açısından
hayati olduğunu vurguladı:
“Bu konuda Bolu’dan Alaplı’ya yol açılmasını vurguladık. Atatürk’ün ilk yaptırdığı Türkiye
karayolları haritasında Bolu–Alaplı hattı mevcut. Bolu tarafından da bu yolun yapımına
başlanmış ancak yarım kalmış. Biz bu yolun tamamlanmasını talep ettik ve Ulaştırma Bakan
Yardımcımız Sayın Osman Boyraz’a dosyamızı sunduk.”
Alemdar, bu hattın tamamlanmasıyla Bolu’nun Alaplı Limanı’na bağlanacağını belirterek
şöyle devam etti:


“Bolu–Alaplı arası 47 kilometredir. Üç tünel ve üç viyadükle bu güzergâh ulaşılabilir hale
getirilebilir. Ovit Tüneli gibi örnekler bunun mümkün olduğunu göstermiştir. Bu yol
tamamlandığında tüm OSB’lerimiz liman erişimi kazanacak, Bolu yeniden denize kavuşmuş
olacak.”


“Bolu–Eskişehir ve Demiryolu Hattı Stratejik Öneme Sahip”
Alemdar, Bolu–Eskişehir karayolu projesinin de önemine değinerek şu ifadeleri kullandı:
“Bugün Eskişehir, Bolu’ya sınır olmasına rağmen ulaşmak için Düzce, Sakarya, Bilecik ve
Bozüyük üzerinden dolanmak zorundayız. Oysa 120 kilometrelik bir duble yol yapıldığında
Eskişehir’e varış süremiz bir saate düşecek. Antalya–Eskişehir–Bolu–Alaplı hattı ile
Akdeniz’i Karadeniz’e bağlamak ülkemizin lojistik geleceği açısından büyük önem taşıyor.”


Ayrıca Arçelik bölgesinden başlayarak 2. OSB, 1. OSB, Yeniçağa, Dörtdivan ve Gerede
OSB’leri kapsayacak bir demiryolu hattının İsmetpaşa Garı’na bağlanması gerektiğini
vurgulayan Alemdar, bu hattın 95 kilometre uzunluğunda ve topografik olarak uygun
olduğunu belirtti:“Bu hat tamamlandığında hem Orta Doğu’dan Çin’e, hem de Filyos Limanı’na erişim
sağlanabilecek. Böylece sanayimizin demiryolu lojistiği de tamamlanmış olacak.”
“Hızlı Tren Hattı, Bolu’yu Stratejik Konuma Taşır”


Alemdar, son olarak Yüksek Hızlı Tren (YHT) projesine değinerek Düzce Üniversitesi’nden
Prof. Dr. Ayhan Şamandar’ın önerisini hatırlattı:
“Ankara–Gerede–Bolu–Düzce–Sakarya–Kocaeli–Gebze–İstanbul güzergâhında önerilen YHT
hattı, Beypazarı güzergâhına göre çok daha sürdürülebilir. Bu hat hayata geçtiğinde Bolu
yalnızca sanayide değil, ulaştırmada da stratejik bir merkez haline gelecektir.”


Bölgesel Kalkınma İçin Güçlü Bir Diyalog Platformu
Yerel Kalkınma Sempozyumu, akademik çevreler ile iş dünyasını buluşturarak bölgesel
kalkınma politikalarının geleceğine yön verecek önemli bir fikir alışverişi zemini oluşturdu.
Panelin sonunda katılımcılar, yeşil dönüşüm, lojistik entegrasyon ve sürdürülebilir
kalkınma konularında görüş alışverişinde bulundu.

Reklam

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Manşet Haberler

Çok okunanlar
sanalbasin.com üyesidir